Malatya Yeni Ses / 25 Mart 2021
Burhan KARADUMAN- Elazığ- Sivrice merkezli olarak 24 Ocak 2020’de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde etkilendikleri iddia edilerek, Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yıkım listesine alınan iki okul binasının ihale yapılmaksızın ve resmi herhangi bir prosedüre uyulmaksızın, Çevre ve Şehircilik Malatya İl Müdürlüğü yetkilileri ve bazı siyasilerle bağlantılı olduğu ileri sürülen T.G. adlı kişiye verilmesi hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin davanın ikinci duruşması geçtiğimiz günlerde yapıldı.
Duruşmaya Sanık T.G., tanıklar Çevre ve Şehircilik Malatya İl Müdürü F.O., Malatya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) İdari ve Mali İşler Müdürü S.D., YİKOB Yatırım Müdürü A.Y. ve Kazım Karabekir İlkokulu Müdürü O.T. katıldı.
Malatya 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasında; deprem sonrası, kamuya ve özel şahıslara ait binalardaki deprem hasarını tespit etmek ve hasar düzeyine göre, yıkılması gereken binaları belirlemekle yükümlü olan, Elazığ- Baskil nüfusuna kayıtlı Çevre ve Şehircilik İl Müdürü F.O. tanık olarak dinlendi.
Sanık, Çevre ve Şehricilik İl Müdürü’ne Whatsapp yazışmalarını hatırlattı ama…
Çevre ve Şehircilik Malatya İl Müdürü F.O., beyanında, sanıkla görüştüğünü, ancak, sanığın verdiği ifadede adeta kendisiyle ortak hareket ettiğini ileri sürmesine karşılık, sanığa sadece, binaların yıkım ihalesine katılması konusunda izlemesi gereken yolu anlattığını öne sürdü.
Sanık T.G.’nin, kendisiyle okul yıkımları ve ihaleler konusunda Whatsapp yazışmaları olduğunu hatırlatması ve bu mesajların duruşmada okunması üzerine, Sanık T.G. ile Whatsapp üzerinden yazıştıklarını kabul eden İl Müdürü F.O., Whatsapp yazışma içeriğini ise hatırlamadığını söyledi.
Halen İl Müdürlüğü görevini sürdüren F.O., mahkemede, iki okul binasının yıkımı ile ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara karşılık olarak; deprem sonrası yaşanan yoğunluktan dolayı, dava konusu olayları da tam olarak hatırlamadığını söyledi.
Sanıktan, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü F.O.’ya, ilginç soru
Duruşmada hazır bulunan sanık T.G. duruşma hâkimine, tanık Çevre ve Şehircilik Malatya İl Müdürü F.O’ya, “Bahse konu ihaleleri kazanması hususunda kendisine yardımcı olunması için bir siyasinin telefonla arayıp aramadığının” sorulması talebinde bulundu.
Çevre ve Şehircilik Malatya İl Müdürü F.O., kendisine yöneltilen bu soru üzerine, “Sanığa yardımcı olmam hususunda beni herhangi bir siyasi aramadı” cevabını verdi.
YİKOB İdari ve Mali İşler Müdürü: “Sanığa ihale vermedik ama özel şahısların yıkım işlerine aracılık yaptı”
Davanın tanıklarından Malatya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) İdari ve Mali İşler Müdürü Elazığ Maden nüfusuna kayıtlı S.D., sanık T.G.’in kendisiyle görüşmeye geldiğini ve ihaleye katılmak istiyorsa bu işte (kamu binalarının yıkımında) yetkin olduğunu gösterir bir kartını sunmasını istediğini belirterek, sanığın daha sonra yasa dışı yollarla bazı bölümleri yıkılan okul binalarının yıkım ihalesine girip girmediğini bilmediğini söyledi. S.D. Sanığa ihale vermediklerini, ancak sanığın bazı özel şahıslara ait çok katlı binalarının yıkım işlerine aracılık yaptığını belirtti.
YİKOB Yatırım Müdürü: “Bildiğim kadarıyla sanık müteahhit değil, gazetecidir”
YİKOB Yatırım Müdürü A.Y. de davada tanık olarak dinlendi. A.Y. duruşmadaki beyanında, Sanık T.G.’in, Kazım Karabekir İlkokulu’nun bazı bölümlerinin yıkılması ile ilgili olarak edindiği bilgiden sonra Çevre ve Şehircilik Malatya İl Müdürü F.O.’ı arayarak bu konuda görüştüğünü, sanığın kendisine ait müteahhitlik firması olmadığını ve “gazeteci” olduğunu belirterek, sanığın, katılan olmadığı için iptal edildiği belirtilen ihaleye de katılanlar arasında olmadığını belirtti.
Kazım Karabekir İlkokulu Müdürü: “ İnşaat Emlak Sorumlusunun sözlü müsaade ile okulun yıkımına başlamasına müsaade ettim”
Davanın bir diğer tanığı olan Kazım Karabekir İlkokulu Müdürü O.T. ise, ifadesinde; sanık T.G.’in okula gelerek, okulun yıkı işini aldığını söylediğini, bunun üzerine, Milli Eğitim Müdürlüğü İnşaat – Emlak’tan sorumlu M. A.’yı aradığını, M.A’nın kendisine, sanığın belirli yerlerde yıkıma başlayabileceğini söylediğini; daha sonra Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde yetkili ‘Y.Bey’i aradığını, bu kişinin konuyu birkaç gün araştırması gerektiği yönünde cevap verdiğini belirterek, “Ben daha sonra M.A.’dan aldığım sözlü müsaade ile sanığın okula girip sökmesi gereken malzemeleri sökmesine müsaade ettim” dedi.
Sanığın, 20 Nisan’daki duruşmaya kadar kamu zararını karşılamasına karar verildi
Davanın görülmesine, sonraki bir tarihte devam edilmesine karar verilen duruşmada, ayrıca; sanığa, bir sonraki celseye kadar kamu zararını karşılaması için süre verilmesine karar verilirken, sanığa, kamu zararını karşıladığını gösteren dekont ve benzeri belgeyi mahkemeye sunması gerektiği yönünde ihtarda bulunuldu.
Duruşmada, Milli Eğitim Müdürlüğü İnşaat Emlak Şubesi’nden M.A. ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerinden Y.K.’ın tanık olarak mahkemeye celbine karar verilmesinin yanı sıra, Malatya Valiliği’nden dava konusu okulların yıkım ihalesi sürecine ilişkin belge ve bilgi talep edildi.
DURUŞMADA DİNLENEN TANIKLARIN İFADELERİNDEKİ BAZI AYRINTILAR
“Okulun yıkım ihalesini bana verecekler” sözü ile başlayan yıkım skandalı ortaya çıkardı..
Depremden etkilenen Akçadağ- Kepez’deki Çok Programlı Lise (ÇPL) binasında, okul yöneticileri ve muhtardan habersiz başlayan söküm çalışmaları üzerine, sökümü yapan şahıslardan birinin (T.G.’nin) “Okulun yıkım ihalesini bana verecekler. Yağmur-yaş gelmeden sökümümüzü yapalım” yanıtını vermesi ile başlayan süreçte T.G. tutuklanarak bir süre tutuklu kalmış, soruşturma sonrasında çok ilginç ihale usulsüzlüğü iddia ve suçlamaları zinciri ortaya çıkmış Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açılmıştı. Halen bazı soruşturmalar devam ederken, idari soruşturmaların ise tamamlanmadığı öğrenildi.
Malatya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün sorumluluğundaki bazı ihalelerle ilgili usulsüzlük iddiaları hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan ilk soruşturmanın yargılaması Malatya 10. Asliye Ceza Mahkemesinde devam ediyor.
Kazım Karabekir İlkokulu ve Yeşilyurt Konak Anadolu Lisesindeki ihale usulsüzlüğü ile ilgili olarak Malatya 10. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın ikinci duruşmasına sanık T.G. ve avukatı Muhammed Afşin Arıkan katılırken,Çevre ve Şehircilik İl Müdürü F.O.,Malatya Valiliği YİKOB İdari ve Mali İşler Müdürü S.D., Kazım Karabekir İlkokulu Müdürü O.T. ve Malatya Valiliği YİKOB Yatırım Müdürü A.Y. tanık olarak dinlendi.
“Müdürü aradım, sanığın okulu yıkabileceğini söyledi”
Kazım Karabekir İlkokulu Müdürü O.T., mahkemede tanık olarak verdiği ifadesinde; “Ben Kazım Karabekir İlkokulunda müdür olarak görev yapıyorum. Görev yaptığım okula gelerek, sanık T.G.,3 okulun ihalesini aldığını, yıkım işlerini yapacağını söyledi. Ben bu konuyu amirlerimle konuşacağını söyledim. Bunun üzerine ben Milli Eğitim İnşaat Emlak’tan sorumlu M.A.’yı aradım. Kendisi bana okulumuzun yıkım karan bulunan B bloğunun İhata duvarı ve giriş kapısı hariç diğer kısımlarında sanığın işe başlayabileceğim söyledi. Ben bu kez M.A.’dan daha yetkili olduğunu düşündüğüm Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde, Müdür olarak görev yapan Y. Beyi aradım. Y. Bey bana konuyu birkaç gün araştırması gerektiğini söyleyip telefonu kapattı. Ben daha sonra M.A.’dan aldığım sözlü müsaademle sanığın okula girip sökmesi gereken malzemeleri sökmesine müsaade ettim. Sanık 3-4 gün bu söküm İşine devam etti, kapı, pencere, peteklerin sökümü başladı. M.A,,sanık çalışmaya başladıktan 3-4 gün sonra beni aradı. Yıkımı durdurmamı sanığın yetkili olmadığını söyledi. Ben de bunu sanığa sanık ilettim, sanık da çalışmasını durdurdu.” İfadelerini ileri sürdü. O.T. daha önce polise verdiği ifadesinin de doğru olduğunu ve o ifadesine itibar edilmesini de istedi.
“ Tam olarak hatırlayamıyor olabilirim…,şu an hatırlamıyorum”
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü F.O. mahkemede tanık olarak verdiği ifadesinde şu iddiaları ileri sürdü:
“Olay tarihinde ben Çevre Şehircilik İl Müdürü olarak görev yapmamın yanı sıra Çevre-Şehircilik Koordinasyon Müdürlüğü görevini de yapıyordum. Bu süreçte depremden hasar gören okul binalarının yıkımları hususunda ihale sürecini yönetiyorduk, başvuran müteahhit firmalar ile sözlü görüşmeler yapıyorduk. Bu süreçte çok yoğun çalışıyorduk. Bana sormuş olduğunuz olayın detaylarını tam olarak hatırlayamıyor olabilirim. Sanık tarafından mahkemenize sunulan ve bana huzurda okuduğunuz Whatsapp yazışmalarını şu an hatırlamıyorum. Biz sanık ile Whatsapp ile yazışmıştık ancak içeriğini hatırlamıyorum. Neticede sanığa yargılama konusu 2 okulun ihalesiz olarak yıkım işini yapması için ne sözlü ne yazılı yetki vermemiştik, ne de kendisi ihaleyi kazanmıştı. Bu tür ihalelerde biz yaklaşık maliyet hazırlıyorduk. Enkaz ve yıkım bedellerini ayrı ayrı hesaplıyorduk. Her ne kadar sanık savunmalarındı adeta kendisiyle ortak hareket ettiğimi ileri sürmüş ise de ben sadece kendisine ihaleye davet edilmesi hususunda izlemesi gereken yolu anlatmıştım. Ben söz konusu ihalenin kimde kalacağını ayarlama makamı değilim. Böyle bir görev ve yetkim de yoktur. Bunu ihale komisyonu yürütüyordu, zaten bahse konu okulların yıkımı için ihale de yapılmamıştı. Bunun dışında ben sanığın yıkımını gerçekleştirmeye başladığı okullar için gerek kendi yetkimin olduğu, gerekse diğer kamu kurumlarındaki yetkililerle ne gibi bir görüşme yaptığı konusunda bilgim yoktu.”
“Sanığa sivil vatandaşların binasını yıkım işini verdik, ama siyasetçi beni aramadı!”
Duruşmada sanık mahkeme başkanından tanık Çevre ve Şehircilik İl Müdürü F.O.’ya söz konusu ihaleleri kazanması hususunda kendisine yardımcı olunması için bir siyasinin telefonla arayıp aramadığı konusu soruldu.
Tanık Çevre ve Şehircilik İl Müdürü F.O. “Biz depremin akabinde sivil vatandaşlara ait olup yıkımları aciliyet arz eden binaların derhal yıkılması için ilgili mevzuat çerçevesinde ihale düzenlemeksizin enkaz bedeli karşılığında yıkım işini sanığa ve diğer müteahhitlik firmalarına vermiştik. Beni bir siyasi sanığa yardımcı olmam hususunda kimse aramadı. Bence sanık sivil vatandaşlara ait olan binaların ihale düzenlenmeksizin yıkılması işi ile yargılama konusu iki okulun ve benzer kamu binalarının ihale düzenlenerek yıkılması gerektiği hususunu birbirine karıştırmaktadır” şeklinde cevap verdi.
“İhale vermedik, ama bazı binaların yıkımı için müteahhitlere aracılık yaptı”
Elazığ-Maden nüfusuna kayıtlı Malatya Valiliği YİKOB İdari ve Mali İşler Müdürü S.D. ise mahkemede tanık olarak şu ifadeleri ileri sürdü:
“Malatya Valiliği kurumumuza depremden hasar gören okul binalarının yıkımı konusunda talimat verdi. Sanık bu süreçte bizimle görüşmeye geldi. Bende bunun üzerine konuyla ilgileniyor ise ihaleye girmesi için evraklarını hazırlamasını, ihaleye başvurabileceğini söyledim. Ayrıca bu işe yetkin olduğunu gösterir kartını ve şirket bilgilerini gösterir belgelerini sunması halinde davette bulunabileceğimizi söyledim. Bu şekilde sanık bazı müteahhitlik firmalarının özel şahıslara ait olup çok katlı olan binaların yıkım işine aracılık yaptı. Ancak bana sormuş olduğunuz 2 devlet okulunun ihalesine girip girmediğini, yıkım yapıp yapmadığını bilmiyorum. Çünkü bu konu benim vazife alanım dışındadır. Ben bunun dışında sanığın F.O. İsimli Çevre ve Şehircilik İl Müdürümüzün yanımıza gelip konuyla İlgili görüşme yapıp yapmadığını bilmiyorum.”
“İhaleye katılmamıştı, ama ihaleden 10 gün önce yıkıma başlamıştı”
Malatya Valiliği YİKOB Yatırım Müdürü A.Y. ise mahkemede tanık olarak verdiği ifadesinde, “Ben olay tarihinde YİKOB’da yatırım müdürü olarak görev yapıyordum. Yaklaşık 13 okulun yıkımı hakkında bize Milli Eğitim Müdürlüğünden talep gelmişti. Bu okulların yıkımı İçin ihale düzenlenmesi gerekiyordu. Ancak pazarlık usulüne göre yapılacak olan ihaleye katılan olmadığından İptal kararı aldık. İhaleden yaklaşık 10 gün önce İnşaat şube müdürümüz M.A.,beni aradı. Kazım Karabekir Okulunu yıkmak İçin bir müteahhidin geldiğinin bu okulun çevre duvarlarının üzerindeki korkuluk demirlerini şahsın söküp sökemeyeceğini sordu. Ben kendisine henüz İhalenin yapılmadığını, yetkili okul müdürünün kolluğa haber verebileceğini, yapılan işlemin usulsüz olduğunu söyledim. Bu şekilde telefonu kapattık. Hatta Çevre ve Şehircilik İl Müdürümüz F.O.’yu aradım. O da benim söylediğime benzer sözlerle yapılan İşin yetkisiz olduğunu söyledi. Ben bildiğim kadarıyla sanığın kendisine ait bir müteahhitlik şirketi yoktur, gazetecidir. Kendisinin yıkım İhalesini almadığını biliyorum. Yaptığımız ve katılan olmadığı İçin İptal ettiğimiz ihaleye katılmamıştı. Davet edilen firmalar arasında değildi. Yapılan İhaleye davet de ihaleye davet yazısı İle İstekli ve yetkin olan firmalara yapılmıştı. Ancak telefonla bilgi vermiştik ve firmalara davet yazınız hazır gelip alabilirsiniz, dedik. Benim olaya İlişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” İddialarını ileri sürdü.
Malatya Valiliğinden ihalelerle ilgili belgelerin istenmesi için karar alındı
Duruşmada sanığın avukatı Muhammed Afşin Arıkan, Malatya Valiliğinden yargılamaya konu ihale işleminin ne suretle yapıldığına dair davet yazısı ve ihalenin iptaline ilişkin belgelerin mahkemeye getirilmesini talep etti.
Duruşmayı sonlandıran mahkeme, Kamu zararının karşılaması için sanığa bir sonraki duruşmaya kadar süre verirken, M.A. ve Y.K.’nın tanık olarak dinlenilmesine ve Malatya Valiliğinden ihalelerin ne suretle yürütüldüğü, istekli ve yetkin olduğu düşünülen firmalara davet yazısının gönderilip gönderilmediği ve yapılması planlanan ihalenin iptal edilip edilmediği, iptal edilmiş ise bu hususa ilişkin tutanak ve belgelerin mahkemeye gönderilmesine de karar verdi. Duruşma ileriki bir tarihe ertelendi.
Akçadağ- Kepez’deki olayın da ayrı bir dava konusu olduğu öğrenildi.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, aynı zamanda 24 Ocak 2020 depreminden 10 ay sonra, Sultansuyu Harası’nın tarihi binalarına ‘sipariş’ üzerine ‘ağır hasarlı’ raporu hazırlayan özel şirketin raporunu, ‘resmi kurumun işi’ gerekçesiyle onaylayan kurum.
Deprem enkazları ile ilgili iddiaların ardından, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yanı sıra olaya karışan diğer kurumlarda, Valilikçe başlatılan, daha sonra İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş istenerek sürdürülen idari soruşturmanın hangi aşamada olduğu, tamamlanıp tamamlanmadığı hakkında ise kamuoyuna şu ana kadar bir açıklama yapılmadı.
Diğer yandan, bazı okul binalarının depremde hasar görmediği halde, gerçek dışı raporlarla yıkılmasına karar verildiği iddiaları da daha önce gündeme getirilmiş, ancak bu binalar yıkılarak ortadan kaldırıldığı için, Sultansuyu Harası örneğinde olduğu gibi herhangi bir tespit imkanı kalmamıştı.