AK Parti Malatya Milletvekili Abdurrahman Babacan, TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki dış politikalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Babacan, Lozan ve Paris Antlaşmaları ile belirlenen askerden arındırma hükümlerine dikkat çekerek Türkiye’nin barışçıl ve aktif müdahalesinin devam ettiğini vurguladı.
Babacan, Lozan Antlaşması’nın 13. maddesine atıfta bulunarak, “Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 13'üncü maddesinde ‘Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adalarında hiçbir deniz üssü kurulmayacak ve askerî faaliyetler sınırlandırılacak’ hükümleri getirilmişti. Doğu Ege adalarının geriye kalanlarını oluşturan 12 adalarsa 1947 Paris Antlaşması’nın 14'üncü maddesiyle ‘Askerden arındırılacak ve öyle kalacaktır’ şartı getirilmişti” dedi.
Geçmişte Yunanistan’ın iç siyasi motivasyonlarıyla izlenen politikalardan kaynaklanan gerilimler yaşandığını belirten Babacan, “Aradan geçen yetmiş yıllık süreçte, Yunanistan’ın iç siyasi motivasyonlarıyla bezeli bir politika ile karşı karşıyaydık. Türk dış politikasının partiler üstü olan bu meseleye ise her zaman barışçıl ve aktif müdahilliğini gördük, yaşadık” ifadesini kullandı.
Babacan, Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’deki mevcut politikasının aktif, diplomatik, barışçıl ve kararlı bir izlek taşıdığını ifade ederek, “Şimdi de temel izlek ve yöntem aynı doğrultuda izlenmekte; aktif, diplomatik, barışçıl ve kararlı. Hükûmetlerimiz döneminde, yeni dönemin birtakım ayırt edici kodlarına müteyakkız bir dış politikadan bahsetmemiz mümkündür” şeklinde konuştu.
Babacan, ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve gelmesinin ardından, transatlantik politikaların yeniden canlandığını belirterek, “Özellikle 2020 Amerika Başkanlık seçimleri sonrası Joe Biden'ın gelişiyle, ABD çıkarları merkezli olarak yeniden canlandırılan transatlantik politika, bölgemizde daha geniş bir ekonomi politik ajanda şeklinde tezahür etmeye başladı” dedi.
Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini çerçevesinde proaktif bir dış politika yürüttüğünü vurgulayan Babacan, Türkiye-Libya Deniz Yetki Alanları Anlaşması’nın stratejik önemine değinerek, “Türkiye'nin Libya Deniz Yetki Alanları Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması, Doğu Akdeniz ve Ege meselesini bambaşka ve farklı bir boyuta taşımış durumda” ifadelerini kullandı.
Hidrokarbon rezervlerine dair bilgi paylaşan Babacan, “Tahminî 122 trilyon metreküplük bir hidrokarbon rezervinden bahsettiğimiz büyük bir ekonomi politik mücadele süreci işliyor” diyerek, Türkiye'nin bölgedeki enerji kaynaklarına yönelik çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Son olarak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki adacık ve kayalıkların aidiyeti sorununa değinen Babacan, “Adalarımızın Yunanistan tarafından işgali söz konusu değildir. Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’de birbiriyle bağlantılı bir dizi sorun var. Ege’de bazı adacık ve kayalıkların aidiyeti ve bununla bağlantılı olarak Türkiye ile Yunanistan arasında geçerli bir uluslararası anlaşmayla tespit edilmiş deniz sınırlarının olmaması da bu sorunlar arasında” dedi.
Babacan, Türkiye'nin tüm bu sorunlara barışçıl ve diplomatik yollarla çözüm arayışını sürdüreceğini vurguladı.
malatyagazete.com