1978 Türkiye'si... TBMM'de ‘HAMİDO SUİKASTİ’ Nasıl Konuşuldu?..

1978 Türkiye'si... TBMM'de ‘HAMİDO SUİKASTİ’ Nasıl Konuşuldu?..
A- A+ PAYLAŞ
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

BURHAN KARADUMAN 

Hamid Fendoğlu suikastına giden süreci TBMM’de parti grupları adına yapılan konuşmalarla verilen mesajlarda ve 1978 Türkiye’sinin siyaset vizyonundaki partilerin tutum ve davranışlarında da anlamak mümkün.

17 Nisan 1978 tarihinde gönderilen bombalı paketi Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, evine götürerek açmış ve bombanın patlaması ile birlikte Fendoğlu, gelini ve 2 torunu hayatını kaybetmiştir.

Malatya tarihinde görülmemiş siyasi, sosyal ve ekonomik boyuttaki bu olayın sürecinde 3 liseli gençte öldürülerek demir yoluna atılmıştır.  17 Nisan’dan 2 gün sonra 19 Nisan 1978 tarihinde tüm Türkiye’nin konuştuğu suikast olayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de gündemine gelmiş ve dönemin İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı, olayla ilgili olarak Milletvekillerini bilgilendirmiş dönemin TBMM’de temsil edilen partileri CHP, AP ve MSP grupları adına da olaya ilişkin görüşler dile getirilmiştir.

Hamid Fendoğlu suikastına giden süreci TBMM’de parti grupları adına yapılan konuşmalarla verilen mesajlarla ve 1978 Türkiye’sinin siyaset vizyonundaki partilerin tutum ve davranışlarında da anlamak mümkün.

 

MECLİS’TE “HAMİDO” GÜNDEMİ

TBMM’nin 19 Nisan 1978 tarihli 4. Birleşiminin 1. Oturumu dönemin TBMM Başkanvekili Memduh Ekşi başkanlığında saat 15.00’de toplanmış ve genel kurul Malatya Bağımsız Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu’na yönelik suikast olayına ilişkin konuşmalarla başlamıştır. Dönemin İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı’nın Hükümet adına yaptığı konuşmalardan sonra MSP, AP ve CHP Grubu adına yapılan konuşmalar ve tartışmalar takip etmiştir.

TBMM’deki 19 Nisan 1978 tarihli toplantının tutanağı şu şekildedir;

 

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın üyeler, gündeme geçmeden evvel, Malatya'da cereyan eden olaylarla ilgili olarak, Hükümet adına Sayın İçişleri Bakanı, olaylar hakkında bilgi vermek için, gündem dip söz istemiş bulunmaktadır. Sayın İçişleri Bakanına bu konuda söz veriyorum; buyurunuz Sayın Özaydınlı. (CHP sıralarından alkışlar).

“OLAY ÜZÜCÜDÜR; ÜZÜCÜ OLDUĞU KADAR DA, İNSANLIK DIŞIDIR”

İÇİŞLERİ BAKANI İRFAN ÖZAYDINLI (Balıkesir Milletvekili) -Sayın Başkan, değerli üyeler; sözlerime başlarken, seçimle işbaşına gelmiş, halk iradesiyle görev yapmaktayken, canice bir suikasta kurban giden Malatya Belediye Başkam rahmetli Hamit Fendoğlu'na ve yakın akrabalarına Tanrıdan rahmet dilerim. Olay üzücüdür; üzücü olduğu kadar da, insanlık dışıdır. Bunun da ötesinde, bu hareketin en üzücü yanı, halk iradesiyle göreve gelmiş bir kimseye yapılmasıdırki, bu hareket doğrudan doğruya halka yapılmış bir harekettir. Bunun içindir ki, üzüntümüz büyüktür, tepkimiz ulusça büyüktür.

Sayın üyeler, Malatya'daki bomba olayına gelmeden önce, muayyen fasılarla cereyan etmiş olan bomba olayları hakkında da kısaca bilgi vermek isterim. Malumunuz olduğu üzere, Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisinin giriş yolunda patlayan bir bomba, Pazarcık'ta PTT'de patlayan bir bomba ve nihayet Malatya'da patlayan bir bomba olayı vardır. Bunları üç konu üzerinde bilgilerinize sunmak istiyorum. Zamanlama bakımından, yer seçimi bakımından ve kişi seçimi bakımından üzerinde duracağım. Zamanlama bakımından, Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi giriş yolunda, bir oto içerisinde patlayarak, öğrencilerimizin yaralanmasına, polislerimizin yaralanmasına neden olan olay 12 Nisan günü olmuştur; Pazarcık'taki olay ise 14 Nisan'da olmuştur; Malatya'daki Olay ise, 17 Nisan'da olmuş,  ancak 14 Nisan'da PTT'den paket alınmıştır. Bu tarihler dikkate alındığı zaman, bütün Türkiye sathında, bir yürüyüş nedeniyle gerginliğin arttığı günlere rastlamaktadır bu günler.

[caption id="attachment_6826" align="aligncenter" width="441"]İrfan Özaydınlı - İçişleri Bakanı              İrfan Özaydınlı - İçişleri Bakanı[/caption]

“NİÇİN PAZARCIK SEÇİLMİŞTİR, NİÇİN MALATYA SEÇİLMİŞTİR?”

Pazarcık'a gönderilen paket, 7 Nisan'da, Ankara’da Çankaya PTT'sinden; Malatya'ya gönderilen paket

ise, 6 Nisan'da Emek PTT'sinden gönderilmiştir ve yerlerine varış tarihleri de, yol boyu hesaplandığı zaman, bu tarihlere denk gelmektedir. Şimdi, müsaade buyurursanız, kısaca, yer seçimi üzerinde de durmak isterim: Niçin Pazarcık seçilmiştir, niçin Malatya seçilmiştir? Yer seçimleri bakımdan toplum yapısı dikkate alınarak seçilmiştir. Tertiptir. Çünkü Pazarcık olsun, Malatya olsun, toplum yapısı bakımından senelerce kışkırtmalar neticesinde toplum birbirine kızgın, kırgın hale getirilmiştir. Kahramanmaraş'ımızın küçük bir ilçesi olmasına rağmen, Pazarcık tamamen ikiye bölünmüştür. Toplum her an patlamaya hazır, en küçük olaylar siyasal olaylar niteliğine bürünerek büyük

bir olay çıkma niteliğindedir. Buralardaki bu toplum yapışım böylece özetledikten sonra, kişi seçimine geline Pazarcık'taki seçilen kişi, eski Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı ve yörenin sevilen bir kişisidir.  Malatya'da da yine yörenin sevilen bir kişisi, toplum tarafından tutulan bir kişisi ve aynı zamanda halk iradesi ile seçimle işbaşına gelmiş bir görevlidir ve bunlara yapılacak bir suikast, topluma, biç gözetilmeden, kişi aranmadan, kimin tarafından yapıldığı araştırılmadan toplumun galeyana gelmesiyle kargaşalığın çıkarılması ve toplum olaylarının büyütülmesi gaye edinilmiştir. Nitekim bu gayeye de ulaşılmıştır. Çünkü dün Malatya'da cereyan eden olaylar bunu bariz olarak göstermiştir.

 

“OLAYLARA ENGEL OLUNMASINDA DA GÜÇLÜKLER ÇEKİLMİŞTİR”

Malatya'daki olay, rahmetli Fendoğlu’nun olayı ne kadar üzücü ise, bu olay nedeniyle karşı tarafın canına kasteden, malına kasteden toplum olayı da o derece üzüntülüdür ve düşündürücüdür. Çünkü bu olayla yakından ve uzaktan hiçbir ilgisi olmayan vatandaşların dükkânları yakılmış, malları yağma edilmiş ve yaralamalar olmuştur, özet olarak, şu anda 85 kişi gözaltındadır. Soruşturma devam ermekledir. Hasar tespit heyeti, çalışmalarına devam etmekte olup, 500 civarında işyeri ve mesken tahrip edilmiştir; 15 yer tamamen yanmıştır; 6 yer kısmen yanmıştır. Bu rakamlar, tespit sonunda daha da artabilir. Olay duyulur duyulmaz Sayın Başbakanımız tarafından verilen direktiflerle çevre İllerden ordu birlikleri Malatya'ya getirilmiş, ordu birlikleriyle birlikte jandarma ve polis sıkı işbirliğine girmiştir. Ancak,  burada bir hususu da belirtmek isterim. Bilhassa yangınlar çıktığı zaman, belediye itfaiyesinin kullandırılmamak üzere her çareye başvurulması ve köylerden gelen bir gramın, ellerinde sopalarla bıçaklarla, kesici aletlerle yangın ekibine mani olması da, oldukça, yangınların büyümesine sebep olmuş ve olaylara engel olunmasında da güçlükler çekilmiştir. Burada güvenlik kuvvetlerinden biri yüzbaşı olmak üzere de 7 kişi yaralanmıştır.

 

“OKULLAR KAPATILMIŞTIR VE GECE ÇIKMA YASAĞI MEVCUTTUR”

Şu anda Malatya'da durum sakindir. Ancak, olayların her an tekrar gelişebilmesi düşünülerek önlemler devam ettirilmektedir. Okullar kapatılmıştır ve gece çıkma yasağı mevcuttur. Toplulukta taşkınlığı daha ziyade genç yaştaki, genç çağdaki kişiler yapmıştır ve bu arada da üç liseli öğrenci vurularak öldürülmüş, demiryoluna atılmış; onun da tahkikatı devam etmektedir. Sayın üyeler, bu kısa maruzatımdan sonra, 16 Nisan günü cereyan eden operasyonda da bazı bilgiler almış bulunuyorum; onu da Yüce Meclise sunmayı yararlı buluyorum. Kahramanmaraş'ta yapılan gece operasyonunda 25

sanık yakalanmıştır. Burada yabancı menşeli 3 makineli tüfek, 7 adet dinamit lokumu ve nerelere atılacağı,  kimler tarafından atılacağı ve kimler tarafından silahların temin edildiği, kimler tarafından verildiği de tespit edilmiş bulunmaktadır. Acı olan şudur: Ortada, aracı olarak, küçük yaştaki çocuklar da mevcuttur. Olay, şüphe üzerine, İmanı-Hatip Okulu 7’nci sınıfta, kitap çalma suçundan

20 gün önce okuldan ayrılmış ve şüpheli hareketlerde bulunduğu için yakalanmış ve üzerinde ateşlenmeye hazır bir dinamit bulunduktan sonra, operasyon devam ederek, birçok olaylar, ölüm olaylarını da aydınlatacak kişiler ortaya çıkmıştır. Burada, parayı veren, temin eden, silahları nereden

aldığını, kime verdiğini, kimlerin vurulacağım ve kimlerin nerelere ne atacağım belirleyen belgeler de

tespit edilmiş bulunmaktadır. Biraz evvel de söylediğim gibi, acı olan yanı, küçük yaştaki çocuklara, çok cüzi olan, 50-100 lira gibi ücretlerle, patlayıcı maddeleri attırdıkları da, kendilerinin ifadelerinden anlaşılmış bulunmaktadır.

 

 

Tahkikat sonunda, Büyük Ülkü Derneği Başkanlığından ayrılarak illegal bir örgüt kuran ve bu örgütün adı Türk Yıldırım Komandoları örgütü olan ve gene bu örgüt için mühür bastıran ve ayrıca Esir Türkleri

Kurtarma Ordusu ismi altında da bir örgüt ortaya çıkarılmış bulunmaktadır. Tahkikat devam etmektedir. (CHP sıralarından ‘'Bravo’ sesleri, alkışlar) Sayın üyeler, Devletimizin bütünlüğüne ve milletimizin bölünmezliğine yönelik silahlı eylemler, nereden, hangi yönden gelirse gelsin, daima karşılarında devlet güçlerini bulacaklardır. (CHP sıralarından alkışlar) Tekrar ifade etmek istiyorum, silahlı eylem, ister sağdan, ister soldan gelsin, karşılarında daima Devlet güçlerini ve arkalarında Türk halkını bulacaklardır. (CHP sıralarından alkışlar)

Şu bir gerçektir ki, hayal besleyenler bilmelidir ki, Türkiye'deki iç sorunları büyüterek, bunu bir beynelmilel durum haline getirmek isteyenler, asla, hayallerine ulaşamayacaklardır, milleti bölmeyeceklerdir. Çünkü milletim, Türk ulusu, Devletine sahiptir, demokrasiye bağlıdır.  Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

 

 

“TÜRKİYE, MAALESEF BİR İÇ HARBE DOĞRU HIZLA SÜRÜKLENMEK İSTENMEKTEDİR”

 

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Teşekkür ederim Sayın Bakan. Aynı konuda, Milli Selamet Partisi Grubu adına Sayın Şener Battal söz istemiş bulunmaktadır. Buyurunuz Sayın Battal, süreniz on dakika efendim. (MSP sıralarından alkışlar)

[caption id="attachment_6828" align="aligncenter" width="376"] MSP Konya Milletvekili ŞENER BATTAL MSP Konya Milletvekili ŞENER BATTAL[/caption]

MSP GRUBU ADINA ŞENER BATTAL (Konya Milletvekili) -Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet

Meclisinin değerli üyeleri; mümtaz memleket evladı, vatansever eski Malatya Milletvekili ve Malatya

Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu'na ve aile fertlerine vaki, haince ve alçakça suikastı lanetliyoruz.

(MSP sıralarından alkışlar) Merhum Hamit Fendoğlu kardeşimiz, Malatya'nın yetiştirdiği seçkin vatan evladı olarak, partiler üstü şahsiyetini kabul ettirmiş, birleştirici olmak için, bağımsız belediye başkanı olmak yolunu tercih etmiştir. Böylece, şer kuvvetler, merhumun, bütünleştirici, azimli, yapıcı, yüksek ve asil tutumu karşısında yenik düşmenin ezikliğini duymuşlardır. Dinamik ve gayretli kişiliği ile yapmakta olduğu büyük hizmetler muvacehesinde, Malatya'da hakkın mutlak hâkimiyetinden korkanlar ve zulmün kol gezmesini isteyenler, bu alçakça cinayeti işlemişlerdir. Değerli üyeler, Türkiye, maalesef, bir iç harbe doğru hızla sürüklenmek istenmektedir.

NURETTİN KARSU (Erzincan Milletvekili) -Sayenizde, sayenizde...

ŞENER BATTAL (Devamla) -Parti rekabetleri, sen ben kavgaları, günlük siyasi tartışmalarla, Meclisteki küçük kürsü sataşmalarıyla Türkiye'nin sürüklenmek istendiği bu akıbetin önüne geçmek mümkün değildir. O halde, milli beraberlik, milli bütünlük, milli kardeşlik tezi üzerinde kafa yormaya herkes mecburdur. (MSP sıralarından ‘Bravo’ sesleri, alkışlar) Hükümetin bu hadiseyi ele alış tarzını biraz daha büyük boyutlar içinde görmesini istiyoruz. Şu partiyi, bu partiyi veya taraftarlarını suçlamak yerine, Türkiye'de anarşi, dış mihrakların teşvikinde, dış mihrakların kontrolünde iç siyasi tartışmaları hızlandıran bir muhteva kazanmıştır. Hükümet, bu teşhisi öncelikle ortaya koymalıdır; ondan sonra siyasi partiler arasında bu anarşi tartışmalarını daha dostça yapmanın yolunu araştırmalıdır. Bu anarşinin baş sorumlusu elbette, hizmet başında olan Hükümettir. Onun için, meseleleri, günü birlik yorumlarla açıklamak yerine, daha büyük teşhislerle, dış mihraklarla Türkiye üzerinde emperyalist emeller besleyenlerin niyetlerini de işe katarak, anarşi ve terörü yorumlamak zorundadır. Değerli üyeler, görülüyor ki, iktidarsız ve beceriksiz tutumlar neticesinde, Türkiye'mizde anarşi, artık, beynelmilel teröristlerin metotlarıyla çalışabilir hale gelmiştir. Kısa bir zaman önce İskenderun Postanesinde de paket bomba patlamıştır.

NURETTİN KARSU (Erzincan Milletvekili) -Sayenizde, sayenizde...

ŞENER BATTAL (Devamla) -Cumhuriyet Halk Partisi İktidarı ve sözcüleri...

ABDULLAH TÖMBA (İstanbul Milletvekili) -ne dırdır edip duruyorsun?

NURETTİN KARSU (Erzincan Milletvekili) -Sen ne demek İstiyorsun?

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Tomba, Sayın Karsu... (CHP ve MSP sıralarından gürültüler)

NURETTİN KARSU (Erzincan Milletvekili)-P…k.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Karsu... Saym Karsu...

ABDULLAH TOMBA (İstanbul Milletvekili) –H…n.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Tomba... (CHP ve MSP sıralarından ayağa kalkmalar) Sayın İdare Amiri arkadaşlarımız... Efendim, şu olayın üzerinde tartışmanın hiçbir gereği olmadığını takdir etmenizi rica ediyorum, lütfen oturunuz.

NURETTİN KARSU (Erzincan Milletvekili) –H. o… h.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Karsu, çok rica ediyorum... Buyurun efendim, konuşmanıza devam edin siz. (Erzincan Milletvekili Nurettin Karsu ile İstanbul Milletvekili Abdullah Tomba arasında karşılıklı söz atmalar) Sayın Karsu çok rica ediyorum.. Sayın Tomba, lütfen...

ŞENER BATTAL (Devamla) -Sayın İktidar partisinin bu Meclisteki muhalefete bile tahammülü olmazsa,  yurtta huzur ve sükûnet sağlayamaz. (MSP  ve AP sıralarından alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Battal, rica ediyorum, siz de lütfen, olayın ağırlığına yakışır biçimde konuşunuz. Biz, Başkanlık olarak, görevimizi yapıyoruz; bu, sizin göreviniz değil. Rica ediyorum, konuşmanıza devam edin.

ŞENER BATTAL (Devamla) -Türkiye Büyük Millet Meclisinin... (CHP ve MSP sıralarından karşılıklı

söz atmalar)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ  -Çok rica ediyorum efendim... Çok rica ediyorum... Sayın Karsu... Sayın Karsu...Sayın Tomba...

NURETTİN KARSU (Erzincan Milletvekili) -Gel gel!

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ  -Efendim, rica ediyorum, dışarıda görüşürsünüz. Sayın Battal, buyurun siz, Genel Kurul sizi dinliyor.

 

“SEÇİMİN İNTİKAMINI ALIYORLAR” İDİDASI VE AĞIR SÖZLER…

ŞENER BATTAL (Devamla) -Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri, Cumhuriyet Halk

Partisi İktidarı ve sözcüleri, anarşi karşısında süslü söz etme yarışından vazgeçmelidirler. Lafla, anarşi ve terör önlenemez. Cumhuriyet Halk Partili Hükümete, partizan davranışlarıyla, taraflı tutumlarıyla olayları tahrik edici olmaktan vazgeçmesini tavsiye ediyorum. (CHP sıralarından ‘Siz vazgeçin’ sesleri) Hükümet, değerli her kademedeki Devlet görevlilerine, tecrübeli emniyet müdür ve mensuplarına kıymıştır. Bu değerli emniyet mensuplarına, değerli Devlet memurlarına kıyılmış olması, anarşinin artmasının önemli sebepleri arasındadır. Bu İktidarın, anarşi karşısında beceriksizliği ve başarısızlığı iyice anlaşılmıştır. Sayın Başbakan ve yüksek sorumlular, dış gezilerle iç politika başarısızlıklarını örtme yarışı yerine, iç barışı temin için içeride daha ciddi tedbirler üzerinde çalışma yapmak durumundadırlar.

İSMAİL AKIN (Afyonkarahisar Milletvekili) -Sıkıyönetim istiyorsanız, yok.

ŞENER BATTAL (Devamla) -Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri, Türkiye, maalesef

bir iç harbe sürüklenmek istenmektedir. Milli Selâmet Partisi, bütün siyasal partileri ve anayasal güçleri, basiretli ve sorumluluklarının idraki içinde olmaya davet eder. Hamit Fendoğlu'nun şahsında kayıp ettikleri bir belediye seçiminin intikamını almayı planlayan mihraklar... (CHP sıralarından ‘Yuh’ sesleri, gürültüler)

BEKİR ADIBELLİ (Ankara Milletvekili) -İnsan değilsin sen. (CHP sıralarından, ‘Manyaksın sen’ sesleri, gürültüler)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, rica ediyorum (CHP sıralarından, ‘Terbiyesiz herif’ sesleri, gürültüler) Sayın

Battal, Sayın Battal... (CHP sıralarından, ‘Sözünü geri alsın’ sesleri, gürültüler) Efendim, rica ediyorum, susunuz. Sükûnetle konuşmayı dinleyin efendim. Sayın Battal...

AKIN SİMAV (İzmir Milletvekili) -Sözünü geri alsın, sözünü geri alsın.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, neyin geri aldırılacağını ben bilirim Sayın Simav.

AKIN SİMAV (izmir Milletvekili) -Bühtandır Sayın Başkan, geri alsın.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Battal, Sayın Battal, konuşmanız hazin bir olay üzerinde cereyan ediyor sanıyorum;

fakat bunu tahrik edici cümlelerle anlamını taşırmanızı hoş karşılamadığımı söylemek istiyorum.

Rica ediyorum, lütfen bu olayın ağırlığına yakışır biçimde konuşun.

HASAN ALİ DAĞLI (Manisa Milletvekili) -Sayın Başkan, bir partiyi suçlamayla hakkı yok.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, rica ediyorum. Sayın Dağlı, lütfen oturunuz efendim.

ŞENER BATTAL (Devamla) -Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri...

(CHP sıralarından, ‘Sözünü geri alsın’ sesleri, gürültüler) Sayın Başkan, Sayın Başkan...

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, rica ediyorum.

ŞENER BATTAL (Devamla) -Bu tahammülsüzlükle beni konuşmaktan alıkoyacaklarını arkadaşlarımız

ümit etmesinler.

HASAN İLDAN (C. Senatosu Elazığ Üyesi) -Sen manyaksın zaten.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Sayın İldan, Sayın İldan, lütfen oturunuz. Efendim, lütfen oturun.

HASAN İLDAN (C. Senatosu Elazığ Üyesi) -Böyle şerefsizlik olur mu?

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Lütfen oturun Sayın İldan, lütfen oturunuz efendim.

 

 

“MECLİSTE BİLE HUZURU KALPLE GÖRÜŞLERİMİZİ İFADE EDEMİYORUZ”

ŞENER BATTAL (Devamla) -Birtakım mihraklar, meydana getirdikleri terör ve anarşiyle Türkiye'de kan kokusu, barut kokusu duymak isterlerse önce kendileri hüsrana uğrayacaklardır. Menfur suikast dolayısıyla galeyana gelen Malatyalılara karşı kanunları tarafsız, ölçülü, adil tatbik edilmek suretiyle şefkatli olunmasını tavsiye ermek isteriz. Değilse... (CHP sıralarından, ‘Arkasında siz varsınız’ sesleri, gürültüler) Değilse, değilse...

VELİ YILDIZ (İçel Milletvekili) -Onları sizler teşvik ettiniz.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Battal, süreniz bitiyor efendim. (CHP sıralarından gürültüler)

ŞENER BATTAL (Devamla) -Değilse, anarşi çıkaranlara karşı iktidarın gösteremediği devlet kuvvetini masum Malatyalılara karşı göstermek isteyen sorumlular olursa, onların da yakasına yapışacağımızı biliniz.  Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; şu Mecliste bile huzuru kalple görüşlerimizi ifade edemiyoruz.  (CHP sıralarından ‘Haysiyetli konuş’, ‘Ayıp, ayıp’ sesleri). Karşılıklı birbirimizi suçlamak, tahrik edici olmakla itham edeceğimize, geliniz milli hedefler nelerdir; bunları konuşalım. Anarşi bundan 4 ay evvel nazaran 10 misline, 20 misline yakın artış göstermiştir. Bunun bu kürsüden konuşulmasına arkadaşlarımız tahammül edememektedirler.  Önce iyi niyetimizle bu meseleleri bir konuşalım.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, Sayın Battal süreniz bitti.

ŞENER BATTAL (Devamla) -Hoşunuza gitmeyen şeyler de olsa konuşalım. Elbette milli devlet fikrinde, demokrasinin yaşaması fikrinde her birimiz ittifak ederiz. Bu birlik ve beraberlik günlerini, mutlak manada milli huzur ve sükûn günlerini umut ederek hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (AP ve MSP sıralarından alkışlar)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Teşekkür ederim Sayın Battal. Gruplar adına başkaca söz...

İHSAN KABADAYI (Konya Milletvekili) -Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz istiyorum

 

 

 

“ASGARİ MÜŞTEREKLERDE BİRLEŞMEYE MECBURUZ”

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sayın İhsan Kabadayı, buyurun efendim. Sizin de süreniz on dakika Sayın Kabadayı.

MHP GRUBU ADINA İHSAN KABADAYI (Konya Milletvekili) -Sayın Başkan, Birleşik Oturumun muhterem üyeleri; Yattığı yer nur olsun Vali Naci Beyin çok güzel bir sözü vardır; ‘Hakikati müthişenin tesiri altında, hiçbir şey söyleyememek en beliğ ifade’ diyor. Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları lafızla anlatmaya imkân yok. Ancak yaşanmakla ıstırabının büyüklük ve azameti tahlil edilebilecek; sükût ile dertlerin yankısı gönülleri kaplayıp üzecek bir büyüklüğe, tahammülü güç olan çokluğa erişmiştir.  Yaşadığımız bugünlerde Türkiye, tarihin sayfasında hasta yatağına yatırılmış bir durumdadır. Milletin birliği, vatanın bütünlüğü tehlikeye girmiş, kalanı ile de göçertmek, devletlin varlığı da çökertilmek isteniyor. Dünkü küçük küçük, adam sen de dediğimiz sivilceler çıban olmuş, çıbanlar büyük milli felaket denecek yaralara dönüşmüştür. Cezir olmuş, yani deniz çekilmiş, felaket aysbergliği başının küçüklüğü, gövdesinin büyüklüğü ile bütün sathı vatanı dert, ıstırap, kan dolu, gözyaşı dolu anabağırlarını mezar, baba gönüllerini tahammülü güç olan ıstıraplara giriftar etmiştir.

Çok eskiden beri tarihe alem olmuş bir sözdür; Yüce Meclisimiz, memleket ve devleti yöneten en yüce

kuruldur. Türk milletinin kâbe-i sinesisiniz, dert ve ıstıraplara çareyi siz bulacaksınız. Mevcut rejim

içerisinde Allah'tan başka bir kapıdan imdat, başka bir varlıktan kuvvet beklemeye hakkımız yoktur. Birbirimizi kontrol etmeye, anlamaya, tanışmaya, koklaşmaya, bir ve beraber olmaya mecburuz. Partiler, Anayasanın, demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Ancak, bunun yanı sıra rey endişelerini bir tarafa atarak, memleket ve milletin felaketi mevzuubahis olduğu zaman onun kaderinde asgari müştereklerde birleşmeye mecburuz. Ben, bugünkü Hükümeti itham etmeyeceğim, içinde bulunduğumuz dertlerin tohumlan çok eskiden atılmış, çoğala çoğala, üreye üreye bugün maalesef

bir avuç tohum olmaktan çıkmış, koca bir çeç haline gelmiş; bir bardak su olmaktan çıkmış, koca bir

derya haline gelmiştir. Asıl olan odur ki, tarihin millet ve memleket yöneticilerine bıraktığı anaformül odurki, hiçbirimiz hiçbir şekilde Devlet ve memleket idaresinde bidayette küçük de oba taviz vermemekle kayıtlıyız. Bidayette verilen küçük tavizler sonunda memleket, milletin varlığında telafisi mümkün ol mayan felaketler doğuruyor. İşte, ta eskilerden başlayan o küçük tavizler üreye üreye bugün sathı vatanı sarmış, devletin bütünlüğünü vatanın birliğini sarsıcı, telafisi mümkün olmayan felaketlere, tamiri güç olan büyük rahnelere, çatlaklara kadar varmıştır.  Bütün partiler olarak Anayasanın dibacesindeki asgari müştereklerde birleşmeye mecburuz. İnsan haklarına saygılı çok partili parlamenter rejime bağlı olarak bütün partiler bir görüş birliğinde samimiyetle bağlanmaya, anlaşmaya ve üyelerimiz de bu otokritik içerisinde dilerini hâkim kılmaya ve hep beraber nefsimize hâkim, vicdanımızı esir, memleket, milletin selametini düşünüp bir duyguya samimi bir müminin vecd ve iştirak içerisinde varmaya mecburuz. Bu çalan çanlar bize bunu mecbur kılmaktadır. Sanırım ki, tarihin bize vermiş olduğu mehil çok azdır, daha da ihmal edersek protesto görmüş olarak

rejimin de, Devletin de icra ve haczinin başlamış olduğu bir sınıra geldiğini, üzüntü ve ıstırapla söylemeye mecburum... (CHP sıralarından gürültüler).

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, rica ediyorum.

İHSAN KABADAYI (Devamla) -Müsaade edin söyleyeyim beyler...

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, buyurunuz siz.

İHSAN KABADAYI (Devamla) -Eğer getirildiki...

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Gerekli uyarıyı yapıyorum Sayın Kabadayı, siz devam buyurun efendim.

[caption id="attachment_6830" align="aligncenter" width="481"]MHP Konya Milletvekili İhsan Kabadayı MHP Konya Milletvekili İhsan Kabadayı[/caption]

“O BENİM ASKERLİKTEN BERİ ARKADAŞIMDI”

İHSAN KABADAYI (Devamla) -Birbirimizi bir otokritiğe götürmeye mecburuz. Doğrudur, akıcılık

bir akımdır, buna sağdan, soldan çengel atarsanız; ben o kadar hafızası güçlü, yaşı dinç insan değilim;

kuvva-i muhafazam elbette dağılıyor. Muvaffak oluyorsunuz, tebrik ederim, başardınız. Gemi batıyor haber vereyim. Rotasından sapmıştır, istikametinden sapmıştır. Bu gemi batarsa kaptan köşkü dahil, kamaralar dahil, güverte dahil, salondakiler dahil hepsi hep beraber batacaktır. Kimseye hayır getirmeyecektir. Bu devlete, millete yazık olacaktır. Hepsi hep beraber gidecektir. Hiç kimsenin lehine, filanca teşekkülün zararına, aleyhine olmayacaktır; tüm millete olacak, son Türk Devletine olacaktır. Bu anlayışlarımı hiçbir parti kaydı içerisinde değil; memleketin, devletin yüceliğinde evladı vatana yarınlar için; güçlü, birlik, dirlik içerisinde bir millet, vatan bırakmanın duygulan içerisinde söylüyorum.

Artık Türkiye'de felaket dolu hadiseler konuşuyor, Berta topu gibi atıyor, ortalığı inletiyor. Bu inleyiş içerisinde temenni ediyor ve ümit ediyorum ki; Allah'tan ümidimi kesmedim, sağduyusu olan

muhterem arkadaşlarımdan, milletimden ümidimi kesmedim, ‘Bir musibet bin nasihatten evladır’ derler,  ayılmış, uyanmış olalım. Rahmetli Hamit Fendoğlu ailesi, bu hadiselerin inşallah son şehidi olsun. O benim askerlikten beri arkadaşımdı; yattığı yer nur olsun, ailesine, kalanlarına Allah selamet versin. Allah, Yüce Meclisi, başta milletimiz olmak üzere kemgözden, şom ağızdan, kötü iftiralardan, daim bu kabil duygu, düşünce ve tertiplerden korusun. Cümlenizi Grubum adına saygıyla selamlarım efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Teşekkür ederim Sayın Kabadayı. Adalet Partisi Grupu adına Sayın Mustafa Kental Aykurt söz istemiştir.  Buyurunuz Sayın Aykurt. (AP sıralarından alkışlar). Süreniz on dakikadır efendim.

 

“SÖYLEYECEK TEK SÖZ KALMIŞTIR; NE ZAMAN GİDECEKSİNİZ, NE ZAMAN İSTİFA EDECEKSİNİZ?”

AP GRUBU ADINA MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli Milletvekili) -Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Her gün vicdanları titreten, milleti elem ve ıstıraba boğan olaylar cereyan etmeye devam etmektedir. Eski milletvekillerimizden, daha bir kaç ay önce milli iradenin sarsılmaz tezahürüyle Malatya ilinin Belediye Başkanlığının kazanmış ve düne kadar şerefle, büyük bir vukuf ve dürüstlükle bu hizmeti yürütmekte olan değerli arkadaşımız, mertlik timsali Hamit Fendoğdu; iki gün önce alçakça, bir suikast paketinin patlaması sonunda; gelini ve iki küçük torunu ile beraber hayata veda etmiştir. Bu menfur hadiseyi insanlık  adına nefretle karşılıyor; ailesine, yakınlarına, mesai arkadaşlarına ve bütün Malatyalılara başsağlığı diliyoruz. Meclis Başkanının evine ateş açılması, Danıştay’ın bombalanması, üniversite gençlerinin yaylım ateşine tutulması, öğretim üyelerinin hayatlarına kastedilmesi, kurtarılmış bölgeler ihdas edilip; buralarda genç vatan evlatlarının hunharca öldürülmesi, büyük şehirlerde bombasız cinayetsiz gün değil saat geçirilmemesi, gece sokağa çıkma imkânı kalmaması, Devlet dairelerinin sık sık, bankaların hemen her saat başında soyulması, milletvekillerinin arabalarının polisin gözleri önünde kurşunlanıp yakılması, Meclis binasının işgaline kadar varan anarşi hortlaması büyük boyutlara ulaşmıştır. Daha dün menfur bir cinayetin kurbanı olan rahmetli Hamit Fendoğlu ve ailesi efradının yurt çapındaki infiali hâlâ görevlileri gaflet uykusundan uyandıramamıştır. Artık hiç kimsenin hayatından emin olmadığı, Devletin tehdit altında bulunduğu şu günlerde; iktidara, daha ne beklediğini sormaktan kendimizi alamıyoruz. Hâlâ olayları basit bir zabıta vakaları olarak görmeye devam ediyorsanız; söyleyecek tek söz kalmıştır; ne zaman gideceksiniz, ne zaman istifa edeceksiniz?  (Gürültüler)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Rica ediyorum, Millet Meclisindeyiz. Konuşmacılar konuşmalarını Millet Meclisindeki gibi düzenlesinler ve o şekilde konuşsunlar, rica ediyorum.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Bu kürsülerde Cumhuriyet Halk Partisinin sayın sözcüleri tarafından çok şeyler söylenmişti. Hafızalarınızı zorlayınız : ‘Avrupa'da, uygar ülkelerde bir tek bekçi öldürüldüğü zaman hükümetler istifa eder, çekilir’ diyorlardı. 100 günlük hükümet döneminizde ölü sayısı 230 olmuştur. Ne zaman gideceksiniz? (AP sıralarından ‘Bravo’ sesleri, alkışlar)

ETEM EKEN (Çorum Milletvekili) -Zamanın da, ‘Yürümekle yollar aşınmaz’ demeseydiniz, bu vatan böyle olmazdı. (Gürültüler)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Eken, Sayın Eken rica ediyorum.

[caption id="attachment_6831" align="aligncenter" width="455"]AP Denizli Milletvekili KEMAL AYKURT AP Denizli Milletvekili KEMAL AYKURT[/caption]

“EN KARANLIK GÜNLERDE DAHİ KIZIL BAYRAK ASILMAMIŞTIR”

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Sayın İçişleri Bakanımız burada son olayları açıklarken, senelerden beri hazırlanan, birbirlerine hasım hale getirilen gençlerden bahsettiler. Doğrudur ve bir manada bu bir itiraftır. Cumhuriyet Halk Partisinin itirafıdır, doğrudur. Gerçekten 1968'den beri eylemli hareketlere başlayan sol, Cumhuriyet Halk Partisinin himayesinde, onun şemsiyesi altında bugünkü seviyeye ulaşmıştır. Onun için, bu bir itiraftır diyorum.  Değerli milletvekilleri; bu memlekete, İstiklâl Savaşına tekaddüm eden günlerde düşmanlar, ‘Hasta adam’ demişlerdir. Ne yazıktır ki, bugün Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı bu Devlete ‘hasta adam’  gözüyle bakmakta, Devletin güvenlik kuvvetlerine,  polisine ‘hasta kadrolar’ demekten kendini alamamaktadır. İşte bu memleketin hiçbir baharında, en karanlık günlerde dahi kızıl bayrak asılmamışken, 1978 Türkiye'sinde Ankara'nın göbeğinde, Kızılay'da, İstanbul Üniversitesinin bahçesinde kızıl bayraklar asılmaya başlanmıştır. İki gün evvel İzmir'de bir sinemada, sinemanın sahnesinde kızıl bayraklar asılmış, darağacı kurulmuştur. DİSK, Hükümetin.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Aykurt, Sayın Aykurt beni bir dakika dinler inisiniz?

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Buyurun Sayın Başkan.

 

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Hangi konuda gündem dışı konuşma yapıldığım, sanıyorum biliyorsunuz.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -O konuya geleceğim Sayın Başkan.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Konuya geleceksiniz, ama başka konuları lütfen karıştırmayın, o konu üzerinde konuşun efendim. Rica ediyorum.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Toparlıyorum efendim. DİSK 50 bin sopa hazırlayarak...

NAHİT MENTEŞE (Aydın Milletvekili) -Malatya'daki olay vardır, anarşik olay vardı, irtibatı var bunların.

SAFFET URAL (Bursa Milletvekili) -Siz makineli tüfekle tarıyorsunuz.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Sayın Aykurt, bir dakika... Sayın Menteşe, siz de bilirsiniz ki, yerinizden konuşmak Başkandan söz almadan mümkün değil. Yalnız, ben gündem dışı konuşmayı anarşik olaylar üzerinde vermedim, Malatya'da cereyan eden olay üzerinde verdim; onun için değerli arkadaşıma ‘konu içinde kalın’ diyorum. (AP sıralarından gürültüler)

NAHİT MENTEŞE (Aydın Milletvekili) -Malatya'daki hadise basit bir hadise değildir, hepsi de irtibatlıdır bunların, irtibatı vardır.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Buyurun efendim, buyurun lütfen. Buyurunuz Sayın Aykurt, buyurunuz efendim. (AP sıralarından gürültüler)

 

“HÜKÜMET BU SOL KURULUŞLARIN VESAYETİ ALTINA GİRMİŞTİR”

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Değerli arkadaşlarım, DİSK 50 bin sopa hazırlamış 1 Mayısta komünist provası yapacaktır İstanbul meydanlarında, Hükümet bunun için hiçbir tedbir almamış, tedbir almaya yanaşmamıştır, bir açıklama da getirmemiştir.

SAFFET URAL (Bursa Milletvekili) -Siz makineli tüfekle tarıyorsunuz.

ÇAĞLAYAN EGE (İstanbul Milletvekili) -Hazırlıkmı yaptın bir şey yapmak için?

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Çok rica ediyorum efendim.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Artık Hükümet yoktur, POLDER vardır, TÖBDER

vardır, DİSK vardır. Hükümet bu sol kuruluşların vesayeti altına girmiştir, endişemiz de budur. (AP sıralarından ‘Bravo’ sesleri.) Değerli milletvekilleri, Hamit Fendoğlu bir bağımsız Belediye Başkanıdır ve 155 bin nüfuslu bir büyük ilimizin Belediye Başkanıdır. Gayet açıklıkla söylüyorum. Hamit Fendoğlu bağımsız Belediye Başkanı olmasa, hatta Cumhuriyet Halk Partisinin belediye başkanı olsa da şu kürsüde vicdan huzuru ile söylüyoruz,  aynı şeyi söylerdik; ama sizler söyleyemezsiniz. (CHP sıralarından gürültüler)

SAFFET URAL (Bursa Milletvekili) -Sağırsın, körsün.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Söyleyemezsiniz. 155 bin nüfuslu bir ilin bağımsız belediye

başkanı halkın gözyaşları içerisinde, halkın kucaklarında defnediliyor, bu merasimde Hükümetten

bir tek üye görülmüyor; fevkalâde elem verici bir tablodur. (AP sıralarından ‘Bravo’ sesleri, alkışlar)

Hamit Fendoğlu'nun ölümünden evvel de burada, yine menfur şekilde suikaste kurban edilen başkalarının da cenaze törenlerini gördük, seyrettik; ama bağımsız belediye başkanının cenaze töreninde millet kan ağlıyor, gözyaşı döküyor, Hükümetten bir tek üye cenaze merasimine katılmıyor; bunu nefretle ilan ediyoruz. (AP sıralarından ‘Bavo’ sesleri, alkışlar) Değerli milletvekilleri, bu manzara, Hükümetin suçluluk psikozu içinde bulunduğunun en açık işareti ve belgesidir.

DURMUŞ ALİ ÇALIK (Konya Milletvekili) -3 tane genç çocuktan da bahset.

B TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Efendim, lütfen toparlayın.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Devamla) -Toparlıyorum Sayın Başkanım. Grubumuz, Hamit Fendoğlu'na vaki olan bu nefret dolu tecavüzü şiddet ve nefretle tel'in eder, bu olayların önlenmesini ve çarelerim beklemekte olduğunu arz eder.  Hepinize saygılar sunarım. (AP sıralarından alkışlar)

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Teşekkür ederim Sayın Akyurt.  Değerli arkadaşlarım, yoklama işlemi bittikten sonra...

ALTAN ÖYMEN (Ankara Milletvekili) -Sayın Başkanım, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz istiyoruz.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Güneş, buyurunuz efendim.

 

“TÜRK HALKININ KANI ÜZERİNE SİYASET YAPMAKTAN LÜTFEN HEPİMİZ VAZGEÇELİM”

CHP GRUBU ADINA TURAN GÜNEŞ (Kocaeli Milletvekili)- Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;

Sayın Bakanın gündem dışı olarak vermiş olduğu izahat üzerine, çeşitli grup sözcüsü arkadaşlarım, çok

vahim ve çok ciddi bir olayı burada dile getirdiler. Öyle umut etmek isterdik ki, sanıyorum bütün Türkiye'nin, bütün Türk halkının büyük üzüntüyle ve büyük nefretle karşıladığı bu olay karşısında, hepimiz burada milletimizi, halkımızı, seçmenlerimizi temsil ettiğimize göre; onların duyduğu ıstırabı dile getireceğiz ve hiçbirimiz böyle bir olaydan herhangi birimizin sevindiğini düşünmeyerek, Meclis olarak, Meclisteki gruplar olarak bunları önleme arzusunda bulunan herkese ve bunu önlemek görevim yüklenmiş bulunan Hükümete yardımcı olmaya çalışacağız.  Arkadaşlarım, olay çok vahim ve hazindir. Bundan önce de buna benzer olaylar ile karşı karşıya kaldık, fakat üzülerek gördük ki, bu derece vahim bir olay karşısında bile, belli polemiklerden vazgeçilmesini, birbirimizi anlayışla dinlememiz gerektiğini belirten arkadaşlarım bile polemik yapmaktan kendilerini kurtaramadılar. Çok saygı duyduğum Şener Battal örneğin, kendisinin ağzına ve olaylara hiç yakıştıramadığım bir ifadede bulundular, ‘kaybolan seçimlerin intikamı alındı’ dediler. Değerli arkadaşlarım, seçimler 3 partimizin müştereken desteklemesi ile bir bağımsız aday olan rahmetli Fendoğlu ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında cereyan etti. Cumhuriyet Halk Partisi seçimleri kaybetti, Fendoğlu kazandı. Bundan daha olağan da bir şey olamaz. En nihayet, seçimlerde adaylardan biri kazanacak ve Sayın Bakanın da burada belirttiği gibi, ‘halkın seçtiği bir adamın ölümünden duyduğum üzüntü’ dediğine göre, bir de bu seçime vermiş olduğu değer belirtildi. ‘Seçimleri kaybedenler intikam aldılar’ demek, açık seçik Cumhuriyet Halk Partisini suçlamaktır. Bu, açık seçik, kelimeler arasına saklamaya çalışarak, aslında bu olayın Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapıldığını anlatmaya, Cumhuriyet Halk Partisine çamur atmaya çalışmaktır. Bu kabil olaylarda birbirimizi çamurlamaya, suçlamaya teşebbüs ettiğimiz sürece, biz bu Mecliste 1981 yılına kadar inşallah büyük bir ihtimalle otururuz; fakat bizim temsil ettiğimiz insanlar, bizim burada yararını, selametini korumakla görevli bulunduğumuz Türkiye vatandaşları da, bu karşılıklı tahrikler sebebiyle birbirlerini vurmaya devam ederler. Türk vatandaşlarının, Türk halkının kanı üzerine siyaset yapmaktan lütfen hepimiz vazgeçelim. (CHP sıralarından ‘Bravo’ sesleri, alkışlar)

Onlarca, yüzlerce milletvekilliği iskemlesi ve bir iktidar tümüyle, bir Türk vatandaşının bir damla kanına değmez; bunu bilelim. (CHP sıralarından alkışlar)Bile bile suçlamalardan vazgeçelim. Arkadaşlarım, bütün bu olaylardan hepimiz, milletvekilleri, senatörler, yani Türkiye Büyük Millet

Meclisi olarak sorumluyuz; kendimizi bu sorumluluktan kurtarmamız mümkün değildir. Hükümeti suçlayarak, suçladığımızı bile bile suçlayarak, doğru olmadığını bile bile suçlayarak seçim kazanılır mı, vatandaşların Hükümete olan sempatisi, güveni kaybettirilir mi bilmem; ama anarşi önlenmez.

(AP sıralarından ‘siz öyle yaptınız ya’ sesi) Şimdi, bir değerli arkadaşım, ‘Siz de böyle yaptınız‘ diyor.

MUSTAFA KEMAL AYKURT (Denizli Milletvekili)- Hem de dik alasını yaptınız.

TURAN GÜNEŞ (Devamla)- Bir an için, ‘siz bunu yaptınız, biz de mukabilini yapıyoruz’ demek,

bir başkasının (varsa eğer) kabahatini bahane ederek, demin belirttiğim gibi, Türk vatandaşının kanı üzerine politika tesis etmek demektir.

HİDAYET ÇELEBİ (Kars Milletvekili) -Siz yaptınız, siz...

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, çok rica ediyorum, yerinizden müdahalede bulunmayın.

[caption id="attachment_6832" align="aligncenter" width="515"]CHP Kocaeli Milletvekili Turan Güneş CHP Kocaeli Milletvekili Turan Güneş[/caption]

“SİZ BEDAVA KAHRAMANLIK YAPTINIZ; ÇÜNKÜ NASIL OLSA MECLİSE GELMİYORDUNUZ”

TURAN GÜNEŞ (Devamla) -Yani, değerli arkadaşım demek istiyor ki : ‘Bu yanlış bir şeydi, siz yaptınız, bize bir fırsat verdiniz, biz de bu yanlışı yapmaya devam edeceğiz’ Benim belirtmeye çalıştığım şey şundan ibarettir;  Birbirimizin doğru veya eğri yaptığını bahane ederek, birbirimize aynı şeyleri yapmaya devam edecek miyiz?. Bunu Türk vatandaşına açık açık söyleyelim, dileyim ki : ‘Senin ölmen veya ölmemen, senin malın veya canın bizi ilgilendirmez. Ben bir diğer partinin, belli bir yerde bir kusurunu, hatasını buldum, ona aynıyla devam edeceğim. Bu çatışmadan, bu çarpışmadan sen ölürmüşsün umurumda değil; senin malın mülkün kafana yıkılırmış umurumda değil...’ Arkadaşlarım, yanlış olduğunu belirtmeye çalıştığım davranış budur. Bu yolda devam edersek, vatandaşın

canı, vatandaşın kanı üzerinde polemik yapmaya devam edersek... (AP sıralarından gürültüler) Arkadaşlarım, Meclis kürsüsü burada. Bu konuların tedbirlerinde, teşhislerinde bütün partilerin baştan mutabık olması diye bir şey söz konusu olamaz; ama oturup teşhis ye tedbir üzerinde bir diyalog açabiliyormuyuz, birbirimizin yanlışını (varsa eğer) düzeltmeye çalışabiliyor muyuz, o zaman bunlara bir çare bulabiliriz. Bunlara çare bulmak istemeyenler ise, bunları burada dile getirmeye çalışan arkadaşımıza bağırma teşebbüsünde bulunanlardır, kusura bakmasınlar. Ben bu lüzumu belirtmek için kürsüdeyim. Tekrar ediyorum, vahim bir olaydır. Burada şuna dahi, şöyle

bir müzakereye dahi razı olurdum, memnunlukla karşılardım : ‘Şu tedbiri alsaydınız iyi olurdu; almadınız,  ondan oldu’ Hükümet de bunun cevabını verirdi, tedbirlerini yeterli aldı mı, almadı mı, Hayır öyle değil; ‘biz 3 parti cenaze törenine gittik, siz gelmediniz. Bundan memnun oldunuz...’

EMiN ATIF ŞOHOĞLU (Denizli Milletvekili) -Parti değil, Hükümet.

TURAN GÜNEŞ (Devamla) -Müsaade buyurun arkadaşlarım.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Efendim, çok rica ediyorum.

TURAN GÜNEŞ (Devamla) -Değerli arkadaşlarım, Hükümet diyeceğini dedi; tedbirini aldı, bundan duyduğu üzüntüyü belirtti. Böyle bir törende bulunmaya vakti müsait miydi, değil miydi o ayrı bir şeydi... (AP sıralarından gürültüler) Arkadaşlarım, müsaade buyurun, muhalefette bulunan arkadaşlarım Mecliste bulunma mecburiyetinden kendilerini ebediyen kurtarmışa benziyorlar. Bakanlar aynı zamanda milletvekili oldukları ve Mecliste de bulunarak çoğunluk yapmak mecburiyetlerini de taşıdıkları için, lütfedin buradaki görevlerine devam etsinler. Siz bedava kahramanlık yaptınız; çünkü nasıl olsa Meclise gelmiyordunuz, bari cenaze törenine gidelim dediniz. (CHP sıralarından alkışlar)

EMİN ATIF ŞOHOĞLU (Denizli Milletvekili) -Sayın Başkan, ne alakası var bununla.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ-Efendim, izliyorum. Devam ederse ikaz edeceğim. Sayın Güneş, lütfen konu içerisinde kalınız efendim.

TURAN GÜNEŞ (Devamla) -Sayın Başkan, bunlar kürsüden söylenen sözlerdir; Grubum adına cevap veriyorum. Kulağımla işittim.

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Buyurun efendim, buyurun.

TURAN GÜNEŞ (Devamla) -Değerli arkadaşlarım, özet olarak şunu söylemek istiyorum: Bu konuları

polemik konusu yapmaktan çıkartıp, diyalog konusu yapabilecek miyiz, yapamayacak mıyız? Hangi kanattan olursa olsun, halkın, milletin bu Meclise gönderdiği milletvekilleri bu anlayış içinde görevlerimizi yapabilecek miyiz, yapamayacak mıyız?

AHMET SAYIN (Burdur Milletvekili) -Daha önceleri nerede idiniz?

 

“AMİGOLARA HİTAP ETMİYORUM”

TURAN GÜNEŞ (Devamla) -Arkadaşlarım, benim söylemek istediğim şey budur. Ben, dilimin döndüğü, aklımın erdiği kadar, sağduyu sahibi vatandaşlara, milletvekili arkadaşlarıma hitap etmek istiyorum. Aranızda bulunduğunu tahmin etmiyorum; ama varsa eğer, amigolara hitap etmiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Ben, Meclisimizin bu anlayış içerisinde olduğuna inanıyorum. Bütün grupların böyle bir anlayışta birleşebileceklerini sanıyorum, bu umudumu muhafaza ediyorum. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi her zaman böyle bir anlayışa gelme imkânını, olanağını bulmuş, sorumluluğunu müdrik bir Meclis olmuştur. Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. Tekrar ediyorum, polemikle değil, diyalogla Türkiye'yi içinde bulunduğu sıkıntılardan çıkartabiliriz, suçlamakla değil. Saygılar sunuyorum arkadaşlarım. (CHP şualarından alkışlar)

 

“ATATÜRK DIŞINDA KİMSE İÇİN SAYGI DURUŞUNDA BULUNULMADI”

TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ -Yoklamadan sonra gelen arkadaşlarımı yoklamaya dahil etmiyorum efendim. Değerli arkadaşlarını, Sayın Fendoğlu'nun manevi huzurunda Yüce Meclisin saygı duruşuna davet edilmesine dair, değerli arkadaşlarımdan 2 arkadaşımın önergesi vardır. Ancak, eski milletvekillerinden Mustafa Kemal Atatürk'ün dışında herhangi bir arkadaşımız için, Yüce Meclisi şu ana kadar saygı duruşuna davet etmediğimiz için ve konuşmalarla olay hakkında Yüce Meclisin hisleri de belirtilmiş olduğu için ayrıca,  bu önergeyi de işleme koymuyorum. (AP sıralarından gürültüler)

[caption id="attachment_6833" align="aligncenter" width="559"]TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ TBMM BAŞKANVEKİLİ MEMDUH EKŞİ[/caption]

MALATYA'DA NELER VAR... İŞTE O VİDEOLAR

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.