Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Tütün Kanunu’ndaki değişiklik teklifi ile ilgili olarak MHP Grubu adına yaptığı konuşmasında, “Tütün üretimi hiçbir şekilde kaçak değildir, sadece, gerekli düzenlemeler yapılmadığından kayıt dışı sayılmaktadır. Çalışmalarımızın ve bu düzenlemenin amacı da aslında bu yerli üretimi korumak ve kayıt altına almaktır” dedi.
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu’nun TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen “Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerinde MHP Grubu adına bir konuşma yaptı.
-“ Önerilerim arasında mevcut yasal düzenlemenin gözden geçirilmesi ise en önemli konuydu”
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, “Ülkemizin birçok ilinde Amerikan tipi tütünler sözleşmeli olarak üretilirken 10 kadar ilimizde şark tipi yerli tütün üretimi yapılmaktadır. Ben de şark tipi tütün üretimi yapılan bir bölgenin milletvekili ve çiftçilik yapan bir ailenin evladı olarak tütün sorununu yakinen bilen ve tütün üretimi yapan çiftçilerle her daim görüşen biriyim. Bu nedenle, şark tipi tütün konusunda şahsıma çokça sorunlar iletildi. Sahada sorunları bizzat gözlemleyerek Sürgü’de, Erkenek’te, Doğanşehir’de, Kurucaova’da ve birçok yerde gördüm. Bu sebeple, geçen yıl bütçe görüşmelerinde tütün üretimi ve ticaretiyle uğraşan vatandaşlarımızın sorununu yüce Meclisimizin gündemine taşımış ve çözümü için önerilerde bulunmuş ve sizlerden yardım istemiştim. Önerilerim arasında mevcut yasal düzenlemenin gözden geçirilmesi ise en önemli konuydu. Bildiğiniz üzere geçen yıl konuyu yüce Meclisimizin gündemine taşımış, bu nedenle de konuyla ilgili yasa değişikliği teklifinin Meclise gelmiş olmasından dolayı mutluyum. Bu süreçte bana destek veren Milliyetçi Hareket Partisi Grubu, Grup Başkanı ve grup üyelerine, yasa teklifini olgunlaştırarak Meclisi getirmiş olmalarından dolayı Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna teşekkür ediyorum. Geçen bir yıl sorunun açık bir şekilde tespitini ve uygulanabilir çözüm önerilerini geliştirmek için hem Meclis çatısı altında ilgililerle bir araya geldik hem de bu alanda sorumlu olan kişi ve kurumlarla görüştük. Bu süreçte katkı sunan kamu ve özel sektör çalışanlarına, bölge milletvekillerine, parti Grup Başkan Vekillerine ve değerli katkılarını sunan Bakanlarımıza katkılarından ve desteklerinden dolayı ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu süreçte üreticimizin ve esnafımızın sorununun çözümü için tüm tarafları bir araya getiren ve hiçbir desteğini esirgemeyen ve en makul çözüm için destek veren Sayın Cumhurbaşkanımıza da teşekkürlerimi Meclis kürsüsünden ifade etmek istiyorum.”
-“ Türkiye 80 bin ton üretimle dünyada 15.sırada yer almaktadır”
Fendoğlu şöyle devam etti, “Değerli milletvekili arkadaşlarım, takdir edesiniz ki bizim işimiz sorunu Meclise getirmek ve çözümü için herkesle çalışmak ve en doğru olanı milletimiz için yapmaktır. Tütün, tüm dünyada “keyif verici bir madde” olarak sınıflandırılmakta; yaygın olarak da sigara, nargile ve puro şeklinde tüketilmektedir. Dünyanın neredeyse her yerinde üretilen ve tüketilen bu bitkinin üretimi de, sanayisi de, ticareti de büyük ekonomik ve sosyal öneme sahiptir. Dünyada her yıl yaklaşık 15 milyon çiftçi tarafından 6,5 milyon ton tütün üretilmekte, bu üretimin değeri ise 17 milyar ABD doları civarındadır. Bu üretimin yaklaşık olarak üçte 1’ini Çin üretmektedir. Çin'den sonra ise Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri ve Endonezya gelmektedir. Türkiye ise 80 bin ton kadar üretimle dünyada Bangladeş'ten sonra 15’inci sırada yer almaktadır. Tarımsal açıdan küresel değeri 17 milyar dolar olan bu bitkinin sanayide işlenmesi için kurutulmasında, taşınmasında, depolanmasında ve ambalajlanmasında tüm dünyada yaklaşık 25 bin kişi yıl boyu tam zamanlı işçi olarak çalışmakta ve 11 milyar ABD doları bir ekonomi yaratmaktadır. Tüm bu emek ve çabanın sonunda üretilen ürün yerküredeki 85.883 fabrikada işlenmekte olup sigara, nikotin ve diğer ürünlere dönüştürülmektedir. Bu süreçte ise yaklaşık 1,6 milyon kişi çalışmakta ve küresel olarak 251 milyar ABD doları gibi bir ekonomiye hükmetmektedir. Sigara ve nikotin başta olmak üzere, üretilen çok sayıda tütün ve tütün ürünleri mamulü için büyük bir kağıt, filtre, alüminyum makine ve alet ekipmanı piyasası oluşmuş ve oluşmaktadır. Tütün üretiminden ayrıca kolonya, parfümeri ve tarım ilacı üretimi de yapılmaktadır. Tüm bu süreç büyük bir üretim, istihdam ve ekonomi oluşturmaktadır. Tüm bu verilerle birlikte değerlendirildiğinde, küresel tütün üretimi, dağıtımı ve sanayisinin toplam istihdamı yaklaşık 17 milyon kişiye tekâmül etmektedir, üretimin ekonomik değerinin ise 279 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu görmekteyiz.”
-“Türkiye’deki tütün üretimindeki düşüşün sağlığa faydası olmamıştır, çünkü ithalat artmıştır”
Türkiye’deki tütün üretiminin 300 bin tondan 80 bin tona düştüğünü belirten Fendoğlu konuşmasına şu şekilde sürdürdü; “Dünyada bu kadar büyük bir ekonomik değer varken bizim tütün üretimimiz ise son otuz yılda 300 bin tondan 80 bin tona düşmüştür yani üretimimiz yüzde 75 azalmıştır. Bu üretimin azalmasının ekonomimize ve sağlığımıza da bir faydası olmamıştır. Çünkü son kırk yılda tütün ithalatımız sürekli artarak devam etmiş ve 20 bin tonlardan yüzde 600 artarak 120 bin tona gelmiştir. Kısacası, ülkemiz tütün üretiminde ithalatçı bir ülke olmuş, içilen sigaradaki yerli tütün oranları 4 kat düşerek yüzde 10’a kadar gerilemiş ve çok zor kazandığımız dövizler kaçak yoluyla yurt dışına gitmiştir. Bu düzenlemenin amacı da kayıt dışı kaçağı önlemek, kaçak sigara ve makaronla mücadele etmek ve yerli üretimle tütün üreticimizi korumak ve kayıt altına almaktır. İşin özü, tütün üretiminin büyük bir ekonomik alan olduğunu, görmezden gelinmeyecek ve ihmal edilmeyecek kadar büyük bir sosyal değere sahip olduğunu hatırlatmak istiyorum. Elbette ki diğer taraftan tütün ve tütün mamullerinin tüketiminin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilerinin ve sağlık sistemimiz ile sosyal güvenlik sistemimize olan kötü yansımalarının farkındayız. Sigara başta olmak üzere, zararlı tütün ve tütün ürünlerinin tüketiminin sınırlandırılmasına ve azaltılmasına koşulsuz ve şartsız destek veriyoruz. Dünya yetişkin nüfusunun yüzde 32 ve 33 civarındaki kısmına denk gelen yaklaşık 1,47 milyar insanın bağımlılık seviyesinde her gün sigara içtiği ve yılda 7 milyon insanın sigaraya bağlı sebeplerden de vefat ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Ülkemizde yapılan çalışmalar sonucu yüzde 35 ve üstü olan sigara kullanım oranının yüzde 29,3 oranına indiği de raporlarda görülmektedir ancak bu oranın sıfırlanmasının çok güç olduğu da anlaşılmıştır. Bu nedenle sigara veya diğer tütün ürünlerinin kullanımının azaltılması ve mevcut tüketim talebinin ise yerli imkânlarla karşılanması en uygulanabilir yaklaşım olarak görülmektedir. Bizlerin görevi, toplumun gerçeklerini göz önünde bulunduran ve bizleri millî hedeflerimize yaklaştıracak olan uygulanabilir ve halkımızın tüm kesimlerini mutlu edecek yasalar çıkarmaktır.”
-“Amaç yerli üretimi korumak ve kayıt altına almaktır”
Yerli tütün üretiminin korunması ve tütün üreticisini kayıt altına alınmasının çok önemli olduğunu belirten MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, “Tütün üretimi ülkemizde 19’uncu yüzyıl başlarında yerleşmiş, önemli tarımsal ürün ve ticaret konusuna dönüşmüş, tüm dünyadaki gibi önemli bir gelir kalemi olmuştur. Ancak 1883 yılında daha fazla vergi alınması maksadıyla yabancıların kontrolündeki Reji İdaresine bağlanmıştır. Bu dönemde hem üreticiler için hem de tüccarlar için unutulması çok zor acılar yaşanmıştır. Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte, 1925 yılında TEKEL İdaresi kurulmuş ve Tütün ve Tütün Mamulleri İdaresi tekrardan millîleştirilmiştir. Ancak geçen süre içerisinde kötü idare ve değişen dünya ekonomisi nedeniyle TEKEL İdaresinin kapatılması, ülkemiz ve tütün tarımı üzerinde olumsuz etkilere sebep olmuştur. Özellikle dünyada çok az ülkede bulunan ve “şark tipi tütün” olarak adlandırılan tek başına içilebilen sarmalık kıyılmış tütün üretimi, tüm bu süreçte geleneksel bir üretim yöntemi olarak kalmış, bölgemizde dar gelirli 250-300 bin kişinin geçim kaynağı olarak devam etmektedir. Bu tütünler kendi insanımız tarafından kendi toprağımızda üretilip başka hiçbir tütün veya maddeyle karıştırılmadan içilebilen bir değerdir. Ülkemizdeki tüm tütün üretiminin yaklaşık yüzde 20’si bu gruba girmektedir. Bu tütün üretimi hiçbir şekilde kaçak değildir, sadece, gerekli düzenlemeler yapılmadığından kayıt dışı sayılmaktadır. Çalışmalarımızın ve bu düzenlemenin amacı da aslında bu yerli üretimi korumak ve kayıt altına almaktır.”
-“Üretim yapan çiftçi korunacak ve kayıt altına alınacak”
MHP Malatya Milletvekili Fendoğlu, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı, “Bu sorunun kısa vadede çözümüne katkı sunmak için öncelikli iki önerim var Komisyona. Bir: Kayıt dışılıktan dolayı kaçak kabul edilen bu ürünlerin ticaretini yapanlara Kaçakçılık Mücadele Kanunu’nda öngörülen “üç ila altı yıl” ve şu an görüştüğümüz teklifte “iki ila beş yıl” olarak düzenlenmiş hapis cezasının “bir ila üç yıl” olarak değiştirilmesidir. İki: Kanun teklifinin 10’uncu maddesinin birinci fıkrasına 8’inci madde de eklenerek kıyılmış sarmalık tütün ticareti yapanlara öngörülen cezaların uygulanmasına, teklifte diğer maddelerin eklendiği gibi 1/1/2024 yılında başlanması ve uygulanması önerimizdir. Diğer taraftan, ülkemizin yüz elli yıldan fazla süren, kaçak muamelesi gören yerli sarmalık kıyılmış tütün üretimi sorunlarının çözümü için diğer önerilerim ise şunlardır: Tarım ve Orman Bakanlığınca şark tipi tek başına içilebilen tütün üretim alanlarının ve üreticilerinin tespit ve tescil işlemlerinin yapılarak kayıt altına alınması, üretimin izne bağlanarak üretim alanlarının artışının engellenmesi, şark tipi tütün üretimi yapılan ve tescil edilen bölgelerde tütün ekimine alternatif gelir getirici yeni ürünlerin yetiştirilmesi ve iş kollarının desteklenmesi, sigara olarak piyasaya sunulan endüstriyel tütün ürünü üretim ve satışı ile yerli sarmalık tütün üretim ve satışının ayrı ayrı düzenlenmesi, şark tipi tütün üretiminin yerel, sınırlı, niş bir üretim olarak kabul edilmesi basitleştirilmiş kayıt ve vergilendirilmeyle düzenlenmelidir. Yani çiğ süt satışı ile paket süt satışının ayrıca düzenlenmesi gibi bir ayrıştırmayla bu geleneksel olan yerli üretim üzerindeki yasal ve teknik yükün de azaltılması mümkündür. Son olarak, tütün üretimi, işlenmesi, muhafazası ve nakli sürecinde insan sağlığı ve genel hijyen kurallarına dair eğitim ve çalışmaların yapılması ve gerekli koruyucu tedbirlerin alınması gerekmektedir. Tüm bu yapılacak çalışmalar sonucunda hem insan sağlığı korunacak hem dar gelirli küçük çiftçi korunacak hem de bu ürünü yerel şartlarda satan insanlar kayıt altına alınacak ve üretim vergilendirilecektir. Kanun teklifinin ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçenlere bir kez daha huzurlarınızda teşekkür ediyorum.”