“Romandaki her şey tamamen hayal ürünü… Ama ilhamı tamamen gerçek...”
Gazeteci ve televizyon yapımcısı Suat Kozluklu, uzun yıllar boyunca hem ekran önünde hem ekran arkasında gerçekleştirdiği haber programları, saha röportajları ve belgesel projeleriyle tanıdığımız ve aynı zamanda Malatyalı bir hemşehrimiz. Şimdi ilk romanı “KAM Davası” ile edebiyat dünyasına merhaba diyor. Köknar Kitap’tan çıkan “KAM Davası”, bir yandan sürükleyici bir polisiye gerilim, bir yandan da Türk-Şaman geleneğinin hâlâ canlı olarak yaşatıldığı kadim bir coğrafyada geçen derin bir kültürel-mitolojik yolculuk sunuyor. Roman, “Ak ve Karaların Savaşı” ve “Yada’nın Laneti: İkizlerin Savaşı” olmak üzere iki kitap hâlinde okuyucuyla buluşuyor.
Hikâye nerede geçiyor?
Balıkesir’in Edremit Körfezi’nde, Kaz Dağları’nın bereketli yamacına yaslanmış, hâlâ yaşayan bir efsane: Tahtakuşlar Köyü.
Köy, bugün hâlâ Tahtacı Alevi-Türkmen kültürünü ve Orta Asya’dan taşıdığı Şaman kökenli gelenekleri en canlı şekilde yaşatan ender yerlerden biri. Türkiye’nin ilk ve tek özel etnografya müzesi olan Tahtakuşlar Etnografya Galerisi’ne ev sahipliği yapmasıyla da ayrı bir öneme sahip. Mezarlıkların günlük hayatın içinde doğal bir parça olduğu, çocukların söylencelerle büyüdüğü, kör bilge tahtacı Karadana Salman’ın başlattığı rivayetin nesilden nesile aktarıldığı bu topraklar; hem romanın mekânı hem de ruhunun kendisini oluşturuyor.
Roman neyi anlatıyor?
Hikâye, Tahtakuşlar köyünde işlenen gizemli bir cinayetle başlar. İlk bakışta klasik bir “kim yaptı?” sorusu gibi duran bu olay, çok geçmeden kökü binlerce yıl öncesine uzanan kadim bir çatışmaya dönüşür: Ak Şamanlar’ın (iyileştiren, koruyan, göğün nuruyla yürüyen Kam’ların) ve Kara Şamanlar’ın (karanlığı çağıran, intikam ve güç peşinde koşanların) nesillerdir bitmeyen mücadelesine… Bu savaşın ortasında iki efsanevi emanet vardır: Felaketleri susturan, yağmuru çağıran, hastalıkları kovduğu söylenen “Yada Taşı” Ölümsüzlüğün sırrını sakladığına inanılan gizemli “Şifa Yazıtı”
Kutsal nesnelerin peşinde işlenen cinayet, sadece bir başlangıçtır; asıl mesele, bu emanetlerin kimin eline geçeceğidir. Bu koşuşturmanın içinde karakterler, sevgi ile adalet arasında sıkışır; kimisi akın yolunu, kimisi karanın çağrısını dinler. Her biri kendi vicdanıyla, geçmişiyle ve içindeki gölgeyle yüzleşmek zorundadır.
"Romandaki her şey tamamen hayal ürünü… Ama ilhamı tamamen gerçek" diyen Suat Kozluklu, romanı hakkında şöyle diyor:
“Bu roman sadece bir cinayet ve gizem hikâyesi değil; aynı zamanda sevgi, adalet ve vicdan gibi insan olmanın en temel duygularını sorgulayan derin bir yolculuk. Karakterlerim, gerçek hayatta olduğu gibi, sevgi ile adalet arasında sıkışıp kalıyor; bu çatışma onları zorla kendi iç dünyalarıyla yüzleştiriyor. Umarım okuyanlar bu hikâyede kendinden bir parça bulur, satır aralarında kaybolurken hem yeni duygular keşfeder hem de şu gerçeği bir kez daha fark eder: Farkında olsak da olmasak da, düğünlerimizde, cenazelerimizde, nazar boncuğunda, kurşun döktürmede, yağmur duasında, bile Tengrizm ve Şamanizm’den gelen izler iç içe geçmiş durumda. Bugün “batıl” diye küçümsediğimiz pek çok gelenek, aslında binlerce yıllık bir bilgelik ve derin bir anlam taşıyor. “KAM Davası” işte bu görünmez mirası, gerçek bir Anadolu köyünde yeniden gözler önüne seriyor. Tahtakuşlar’ın rüzgârı hep bizimle olsun…”
"KAM Davası" özellikle şu okurların ilgisini çekecek: polisiye ve gerilim tutkunlarının yanı sıra Şamanizm meraklılarının.
Kısacası:
Bir yandan tüylerinizi diken diken edecek bir cinayet romanı, bir yandan “Bu topraklarda hâlâ böyle inançlar, böyle insanlar yaşıyor” dedirterek içinizi ısıtacak bir Anadolu masalı.
Kitap Künyesi:
Roman: “KAM Davası”- İki Kitap
Yazar: Suat Kozluklu
Yayınevi: Köknar Kitap
Satış Noktaları:
D&R, Kitapyurdu, Idefix, BKM Kitap, Pandora ve tüm seçkin kitabevleri.
İletişim için:
info@koknarkitap@gmail.com (mailto:info@ventusyayin@gmail.com)



















