Malatya Turgut Özal Üniversitesinde “18 Mart Çanakkale Zaferi” konulu panel düzenlendi. Rektör Yarımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem moderatörlüğünde Battalgazi Konferans Salonu’nda düzenlenen panele Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, rektör yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz, üniversite genel sekreteri Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersan Çiftçi, akademik, idari personel ile öğrenciler katıldı.
Programda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından “18 Mart Çanakkale Zaferi” sinevizyon gösterisine yer verildi. Açılış konuşmalarından sonra panelistlerin sunumları ile devam edildi.
Törede konuşan Rektör Prof. Dr. Recep Bentli, “Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 109. yıl dönümünü gururla kutluyoruz. 18 Mart 1915, milletimizin bağımsızlık mücadelesinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu zafer, Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul'u işgal etmek, böylece Osmanlı Devleti'ni savaşın dışına itmek isteyen İtilaf Devletleri donanmasına karşı kazanılmış çok büyük bir zaferdir. Bu zafer, vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli söz konusu olduğunda milletimizin en zorlu engelleri aşabileceğinin en güzide örneklerinden biridir. Çanakkale, Mehmet Çavuşların kahramanlaştığı, Seyit Onbaşı'nın bir milletin kaderini sırtlarcasına destanlaştığı, çelikten bir saldırıya karşı etten bir siperdir. Bu zafer, bir ruh, bir diriliş ve İstiklal Harbimizin önsözüdür. Çanakkale Cephesi'nin kahramanlarının ve bu topraklar için canlarını feda eden şehitlerimizin, gazilerimizin fedakârlıkları sonsuza dek unutulmayacaktır. Çanakkale Zaferi'nin 109. yıl dönümünü kutluyor, bu cennet vatanı bizlere emanet eden bütün şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bütün kahramanlarımızı 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'nde rahmet ve şükranla anıyorum” ifadelerini kaydetti.
“Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşına Dahil Olması” konusuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Habibe Polat 1. Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti’nde içte ve dışta birçok askerî ve siyasî sorunun söz konusu olduğunu belirtti. Uzun süre tarafsızlığını korumayı başaran Osmanlı Devleti’nin, savaşın ortalarında savaşa dahil olmak zorunda kaldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Polat: “Osmanlı Devleti bulunduğu jeopolitik konum itibariyle savaş dışında kalması zaten imkansızdı. Zira uzun süredir Osmanlı toprakları yabancı devletler tarafından tartışma konusuydu. Osmanlı Devleti, bilhassa Boğazlar ve Akdeniz’i olası bir saldırıya karşı korumak zorundaydı. Fakat böylesi bir savunmayı yapacak donanma, cephane ve finansmana sahip değildi. Bu gibi etkenlerle Osmanlı Devleti savaşın başından beridir müttefiki olduğu Almanya’nın yanında savaşa girmek zorunda kalmıştı” diye konuştu.
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Özyürek konuşmasında, Çanakkale Savaşlarının dünya tarihinde ender rastlanan deniz ve karar muharebelerinden oluştuğunu ifade etti. Türk Ordusu’nun 3 Kasım 1914-18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Deniz Muharebeleri ve 25 Nisan 1915-9 Ocak 1916 tarihleri arasında Çanakkale Kara Muharebeleri ile büyük bir zafer kazanarak Çanakkale’nin geçilmez olduğunu bütün dünyaya ispat ettiğini belirtti. Bu zaferde Türk Ordusu’nun savaş tecrübesi, harp kabiliyeti, komuta heyeti ve askerlerin cesaret, azim ve iradesi ile milletimizin inanç ve fedakârlığının birinci derecede etkili olduğunu ifade ederek, Çanakkale Zaferi ile Albay Mustafa Kemal Bey’in “Anafartalar Kahramanı” olarak ün kazanması hakkında bilgiler verdi.
“Türk ve Dünya Tarihinde Çanakkale Zaferi’nin Yeri ve Önemi” konusunu ele alan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Taş ise şunları söyledi, “Çanakkale cephesi, deniz ve kara hareketleri ile birlikte incelendiğinde görülür ki, İngiltere ve Fransa’nın bir yıl boyunca Gelibolu Yarımadası’nda yarım milyondan fazla büyük bir kuvveti tutmak zorunda kalmaları ve bunun yüzde ellisini kaybetmiş bulunmaları haliyle diğer cephelere kuvvet ayırabilme açısından, savaşın genel gidişini etkilemiştir. Birleşik Filo’nun Boğaz’da uğradığı yenilgi, İngiltere ve Fransa’nın prestijini bir hayli sarsmış, özellikle İngilizlerin, denizlerdeki tartışılmaz üstünlüğü imajını ortadan kaldırmıştır. Bu parlak zafer, Batılıların Doğulu müttefiki Rusya’ya ulaşmasına fırsat vermemiş, mahsur kalan Çarlık Rusya’sı içeriden çökerek, Bolşevikliğin pençesine düşmüştür. Türk savunması aşılabilmiş ve Boğaz açılabilmiş olsaydı, savaş kısa sürede biter, Rus ihtilali patlak vermez, böylece müttefikleriyle birlikte zaferi paylaşmak da gecikmeyecek olan Rusya Anlaşma Devletleri’nin Çanakkale’deki başarısızlıkları, başlangıçta savaşa katılmamış olan Balkan Devletleri’nin tutumlarını da farklı yönde etkilemiştir. Çanakkale Zaferi bu nedenlerle Birinci Dünya Savaşı’nın İngiliz ve Fransızlar lehine çok kısa bir zamanda sonuçlanmasına engel olarak savaşın takriben iki yıl uzamasını sağlamıştır.” şeklinde konuştu.