CHP Malatya Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Malatya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı (MESOB) Şevket Keskin’i ziyaret etti. Ağbaba ziyarette, "MESOB Başkanı Şevket Keskin’in Türkiye genelinde gittiğimiz her yerde bir itibarının olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de kendisini tebrik ediyorum. İnsan gurur duyuyor. Ağrı’ya, Denizli’ye gidiyoruz Şevket Keskin. Şevket Başkanı kutluyorum." dedi.
MESOB Başkanı Şevket Keskin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz’ın esnaflıktan geldikleri için esnafın durumunu iyi bildiklerini söyledi.
Milletvekili Ağbaba’nın esnaf olmasının kendileri için en büyük şans olduğunu dile getiren Keskin, “Türkiye genelinde de nereye giderse esnaf ve sanatkâr camiasına uğruyor. Genel Başkan Yardımcısı olmanızda bizim için bir onur” dedi.
Keskin, esnafın sıkıntısının düzelmesini beklediklerini ifade ederek, “Bağ-Kur primleri biraz yüksek. Bağ-Kur primlerinin yükselmemesi ve yerinde kalmasını istiyoruz. Elektrik fiyatları yüksek, kirayı geçti. Akaryakıt fiyatlarında son günlerde düşüş oldu ama bunu 24-25 TL’ye kadar çekebilirler” diye konuştu.
Emeklilerin 3 bin 500 TL ile geçinmelerinin zor olduğunu kaydeden Keskin, şunları söyledi:
“Emeklilerin maaşlarında sizde bastırırsanız para verilmelidir. 3 bin 500 lira ile geçinilmez. Asgari ücret 5 bin 500 TL oldu ama yine de yetersiz. Ama birde işverenler var, onlar içinde sıkıntı olmaması lazım. Yılbaşından sonra asgari ücrete biraz daha zam yapabilirler. Bir insanın 5 bin 500 lirayla evliyse, çocukları varsa geçinmesi çok zor.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise Türkiye’deki en büyük meselenin hayat pahalılığı, enflasyon ve alım gücü olduğunu söyledi.
Milletvekili Ağbaba, enflasyon düşmediği ve temel gıda ürünlerindeki fiyat artışı durmadığı sürece yapılan zamlarında bir anlamının olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz aralık ayında asgari ücret için 4 bin 253 TL rakamı açıklandığında yüzde 50 zam olarak gözükmüştü ama 1-2 ay içerisinde 4 bin 253 TL’nin alım gücü 2 bin 825 TL’nin daha gerisine düştü. Enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK, 6 aylık enflasyon oranını yüzde 42,35 olarak açıkladı. Bağımsız enflasyonu araştıran ENAG ise 6 aylık enflasyon oranını yüzde 71 olarak açıkladı. TÜİK ile ENAG enflasyonu arasında sadece 6 ay için 28,65 puan fark var. ENAG’ın yıllık açıkladığı rakam yüzde 175, TÜİK’in açıkladığı rakam yüzde 78,62. 6 aylık enflasyona göre maaş zammı veriliyor. Bu orandan da anlaşıldığı gibi çalışan kesimin hakları, maaş artışları TÜİK eliyle yok edilmiş durumda. Hayat pahalılığı devam etiği sürece TÜİK ne açıklarsa açıklasın sokaktaki enflasyon yüzde 175. Ne kadar rakam açıklarsa açıklasınlar bunun bir anlamı yok. Milletin kaç yumurta, kaç ekmek, kaç kilo şeker aldığına bakmak lazım. Dolayısıyla enflasyon rakamlarının gerçekçi olmadığını, gerçekle ilgisi olmadığını, çarşı pazarla ilgisi olmadığını hep beraber görüyoruz. Açıklanan bu enflasyon 1998’den beri en yüksek enflasyon olarak tarihe ve kayda geçmiş durumda. 1998’den beri açıklanan en büyük enflasyon rakamıyla karşı karşıyayız.”
Türkiye’nin her yerinde esnaf odalarını ziyaret ettiklerini dile getiren Ağbaba, “MESOB Başkanı Şevket Keskin’in Türkiye genelinde gittiğimiz her yerde bir itibarının olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de kendisini tebrik ediyorum. İnsan gurur duyuyor. Ağrı’ya, Denizli’ye gidiyoruz Şevket Keskin. Şevket Başkanı kutluyorum. Zaman zaman eleştirilerde bulunuyor. Geçen günlerde Dışişleri Bakanı geldiğinde kendi camiasını da eleştirdi. Şair Abdülhak Hamit Tarhan’ın güzel bir sözü var, “"Bizim millet söylemez, söylenir.” Bundan korkacak, çekinecek bir şey yok. Vatanına düşmanlık yapmıyor, bunu farklı bir düşünceyle de yapmıyor ama insanların kendi dertlerini, sorunlarını söylemesi lazım. Bize değil, iktidar patisine söylemesi lazım. Bağ-Kur primleri çok yüksek. Esnaf orta ölçekli ise yanında 1-2 kişi çalışıyor. Tabii Bağ-Kur ve SGK primlerinin maliyetleri, en düşük emekli maaşını geçiyor. Bağ-Kur meselesine bir çözüm bulunması lazım. Gittiğimizde her yerde Bağ-Kur ödeme oranları yüzde 30’lara düşmüş durumda. Esnafımızın yüzde 70’i Bağ-kur primini ödeyemiyor. Dolayısıyla ilaç alamıyor, tedavi olma imkânı olmuyor. Bununda bir çözüme kavuşturulması gerekiyor” diye konuştu.
Milletvekili Ağbaba, esnafın birçok sorununun olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Eğer millet ittifakıyla iktidar olursak ilk yapacağımız iş, esnafın tek bir bakanlıkla muhatap olmasını sağlayacak bir Esnaf Bakanlığı kurmayı hedefliyoruz. Pandemiden kaynaklı hem kredi kooperatiflerine hem de bankalara olan borçlarının faizlerini sileceğiz. Yapacağımız ilk işlerden birisi sicil affını getireceğiz. Esnafımızın dertlerini biliyoruz, dertleriyle de dertleniyoruz. Maalesef son 2,5 yılda kapanan esnaf sayısı 248 bin 466. Hem tam kapanma döneminde yeterli destekler yoktu hem de sonrasındaki süreç özellikle 31 Aralık’tan sonra elektrik ve doğalgaza zam yapıldı. İlk kez elektriğe yapılan zamlar sonrası fatura ücretleri, esnafın kirasını geçmiş durumda. Buna da bir çözüm bulunması gerekiyor.”
BURAYI TIKLAYINIZ.... MALATYA'NIN GÜNCEL HABER VİDEOLARI BURADA
Türk Lirasının değer kaybettiğini dile getiren Ağbaba, “Türk Lirası sadece dolar ve Euro karşısında değer kaybetmiyor. Türk Liramız Afgannisan, Ukrayna, savaşta olan Rusya, Arjantin hatta kiloyla satılan Venezuela paraso karşısında bile değer kaybettiğini söylememiz lazım. Dünyada bir ekonomik buhran ve akaryakıt zammı olduğu söyleniyor ama bu gerçekçi değil” ifadelerini kullandı.
“Umarım esnafımız ve Türkiye’miz daha güzel günleri görür” diyen Ağbaba, şunları söyledi:
“Maalesef muhalefetin söylediği sözler zaman zaman dinlenilmiyor, kamuoyundan da destek bulmuyor. 2018 yılında Türkiye’de 24 şeker fabrikasını gezerek, şeker fabrikalarının sayılmasının ‘ülkeye ihanet’ olduğu değerlendirmesinde bulunduk. Maalesef şeker fabrikalarımız satıldı. Malatya’da şekerin torbası bin 200 lira. 4-5 lira olan şekerin fiyatı 4-5 katına çıktı. TBMM’de “Eğer tedbir alınmazsa, özel şeker fabrikaları şekeri saklıyorlar, şekerin torbası bin lirayı geçince piyasaya çıkaracaklar” dedim. Dediğimizde çıktı. Eskiden şeker fabrikasının satmış olduğu şekeri artık fabrikalar satmıyor. Turkşeker adı altında bir firma kurarak özel şirketler aracılığıyla satılmaya devam ediyor. Hem Malatya hem de Türkiye’de bunu AK Parti’ye yakın insanların sattığı gerçeğini de dile getirmemiz gerekiyor.”