Malatya İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Müslüm Murat Maraş ve Dr. Öğr. Üyesi Enes Ekinci, demiryollarında kullanılan betonarme traverslerin dayanıklılık sorunlarını çözmek için geliştirdikleri çimentosuz yeşil beton traversi Avrupa Patent Kurumuna sundu.
Doç. Dr. Maraş, traverslerin raylı sistemlerde rayların sabitlenmesini ve yüklerin güvenli şekilde zemine aktarılmasını sağladığını belirtti. Zamanla ağır yük, deprem ve sıcaklık farkları nedeniyle bu yapıların dayanımını kaybettiğini ifade etti.
Yeni yöntemde çelik liflerle desteklenen karışım sayesinde daha esnek ve dayanıklı bir ürün ortaya çıktığını vurgulayan Maraş, “Geleneksel betonarme traverslerin üretiminde yüksek çimento tüketimi ve yoğun enerji gerektiren buhar kürü işlemleri süreci hem maliyetli hem de çevresel açıdan olumsuz etkiler yaratmaktadır. Çimento üretiminin dünyadaki karbon salınımının yaklaşık yüzde 8’ini oluşturduğunu dikkate alarak, atık tabanlı ve çimentosuz yüksek dayanımlı yeşil beton traversler geliştirdik” dedi.
Maraş, çimentosuz yeşil beton traverslerin C140 sınıfına ulaştığını, bunun da klasik C50 beton traverslere göre yaklaşık üç kat daha yüksek dayanım anlamına geldiğini belirtti. “Ek enerji gerekmeden üç kat yüksek dayanım elde ettik” diye konuştu.
Demir-çelik ve kömür fabrikalarından çıkan atıkları işleyerek yüksek dayanımlı beton ürettiklerini belirten Maraş, “Çimento kullanmadan atıkları değerlendirdik, bağlayıcı özelliği bulunan pek çok malzeme ile beton üretebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında TCDD 4. Bölge Sivas Beton Travers Fabrikası’nda saha üretimleri yapıldığını hatırlatan Maraş, testlerde yeni traverslerin daha yüksek dayanım gösterdiğini söyledi.
Yeşil beton traverslerin kullanım ömrü dolduğunda yeniden üretim sürecine dâhil edilebildiğini kaydeden Maraş, ürünün hem çevresel hem de mühendislik açısından sürdürülebilirlik sağladığını dile getirdi.
Maraş, Avrupa Patent Kurumuna yapılan başvurunun resmi sürecinin devam ettiğini belirterek, “Patent sürecinin ardından talep ve ihtiyaçlara bağlı olarak üretime geçmeyi planlıyoruz. Bu ürün, Türkiye’nin demiryolu altyapısına stratejik bir katkı sunarken küresel ölçekte de rekabet gücü sağlayacak” dedi.
İNÜHABER