(malatyayenises.com - malatyagazete.com- malatyahaber.com)
Malatya Ticaret Borsası'nda 24 yıl görev yapan, önceki dönem Başkanı Gürsel Özbey, Rize İl Jandarma Komutanlığı'nda görevliyken 18 Eylül 2015'te bölücü terör örgütü PKK tarafından Tunceli'de karayolu ile seyahate ederken kaçırılan ve 10 Şubat 2021'de Gara'da şehit edilen oğlu Semih Özbey’in ardından yaşadığı yalnızlığı ve sitemini dile getirdi. Şehit babası Özbey, siyasetçilerin ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin söz verdikleri hâlde kendisine dönmediğini ve arayıp sormadığını belirterek, yaşadığı kırgınlığı Cumhurbaşkanı'na kadar taşıyacağını açıkladı.
Pençe Kartal-2 Harekât bölgesinde Gara’da bölücü terör örgütü PKK tarafından 10 Şubat 2021'de şehit edilen 13 Türk vatandaşından biri olan Jandarma Personel Astsubay Başçavuş Semih Özbey’in babası, Malatya Ticaret Borsası önceki başkanı Gürsel Özbey, Malatya’ya yaptığı hizmetlere ve evlat acısına rağmen siyasiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından yalnız bırakıldığını ifade etti. Özbey, duygusal anlar yaşadığı açıklamasında yaşadığı kırgınlıkları dile getirdi.
Oğlu şehit olduktan sonra yıllardır sessizliğini koruyan baba Gürsel Özbey, ilk kez konuştu.
Malatya Ticaret Borsası’nda 10 yılı başkan, 13 yılı başkan vekili olmak üzere 23 yıl görev yapan Özbey, yaşadığı yalnızlığı gözyaşlarıyla anlattı:
“Ben bu memlekete hizmet ettim ama karşılığı aranılmamak, sorulmamak, istenmemek oldu.”
Şehit babası Gürsel Özbey, yaşadığı derin acıyı şu sözlerle dile getirdi:
“Biliyorsun ben bu memlekete büyük hizmet yaptım. Fakat gördüm ki hizmetimin karşılığı sadece aranmamak, sorulmamak, istenmemek olmuş.
Ben büyük bir bedel verdim. Evladımı kaybettim. O gün herkes yanımdaydı: siyasetçisi, sivil toplum kuruluşu, yöneticiler… Hepsi geldiler, ‘Sen bu il için hizmet verdin, bedel verdin, senin her sözün bizim için emirdir’ dediler.
Şimdi arıyorum, telefonlara çıkmıyorlar. Dönmüyorlar. Kendi kendime soruyorum; ben bunlara ne kötülük yaptım?”
Derin bir nefes alarak sözlerini sürdürdü:
“Ama bu konuyu burada bırakmayacağım . Bunu Cumhurbaşkanına kadar götüreceğim. Çünkü biliyorum, eğer Cumhurbaşkanı benim aranmadığımı, sorulmadığımı bilse, hepsinin hakkından gelir.”
“Malatya sahipsiz bırakılmış”
Konuşmasının devamında Malatya’daki durumu da değerlendiren Özbey, “Malatya’yı sahipsiz bırakmışlar” diyerek isyan etti:
“Hayata tutunmak zorundayız. Benim senden tek ricam sesimin duyurulması. Çünkü yüreğim yaralı.
Ben birini aradığımda çok yoğunsa 10 dakika sonra dönsün, 1 saat sonra dönsün. Ama dönsün.
Bu Malatya’nın insanları çok çekti.
Gidiyorum siyasetçilere, diyorum ki: ‘Ben ortada kaldım. Yuvasız kaldım.’
Ama yüzüme bakan olmadı. Bir çadır bile veren çıkmadı.”
“Ben terörsüz Türkiye’yi en çok isteyenim”
Gürsel Özbey, yıllardır süren mücadelesi sırasında kimsenin acı çekmemesi için dua ettiğini söyledi:
“Daha çocuğun sürecinde bile ben kimsenin acı çekmemesini, hiçbir annenin ağlamamasını istedim.
Ben bu ülkenin terörsüz olmasını en çok isteyen insanım. Çünkü ülkem feraha kavuşacak, insanlar özgürce yaşayacak.
Fakat Allah rızası için, bir kişi bile arayıp demedi ki ‘Efendim, çocuğunuz kayboldu, siz ne düşünüyorsunuz?’
Ne bir siyasetçi, ne bir yetkili, ne bir asker... Hiç kimse sormadı.”
“Evladımı çatışmada değil, karayolunda kaçırdılar”
Şehit babası, evladının hikâyesini anlatırken gözleri doldu:
“Oğlum şehit olduğunda sen ilk gelenlerdendin. Adli Tıp Kurumu’nun önünde dünyam yıkıldı.
Çünkü benimki farklıydı. Çocuğum karayolunda seyahat ederken kaçırıldı.
Çatışmada olsaydı, derdim ki ‘operasyonda şehit düştü’.
Ama öyle olmadı. Ben neler çektim, ne mücadeleler verdim.
Bu acıyı yaşayan bilir, Allah kimsenin başına vermesin.”
“Ne iktidar ne muhalefet... Aramadılar”
Sözlerinin devamında siyasilerin ilgisizliğini dile getirdi:
“Muhalefetten hiçbir milletvekili beni aramıyor. Bayramda bile aramadılar.
Ben arıyorum, dönmüyorlar.
Bu sadece iktidar değil, hepsi için geçerli.
Ben aradığımda birisi ‘hay hay, baş üstüne’ demeli. Ama demiyorlar.
Ben bu memlekete hizmet ettim, ama beni acımla baş başa bıraktılar.”
“Vatandaşın derdine derman olmayan vekil neden var?”
Özbey, sözlerini sert bir çağrıyla noktaladı:
“Bu söyleşiyi seninle yapmamın nedeni şu: Artık yeter!
Artık birilerinin ‘dur’ demesi lazım.
Vatandaşın oyuyla seçiliyorsunuz, ama sonra telefonlara çıkmıyorsunuz.
Vatandaşın derdine çözüm bulmuyorsunuz.
O zaman ne yapayım ben sizin vekilliğinizi?
Benim derdime derman olmadıktan sonra, sizin vekilliğinizin anlamı yok.
İçim dolu. Artık konuşuyorum çünkü başka çarem kalmadı.”
Bir babanın yüreğiyle yazılan çağrı
Şehit babası Gürsel Özbey’in sesi, yalnızca bir babanın çığlığı değil; vefasızlığa, umursamazlığa ve unutulmuşluğa karşı yükselen bir vicdan sesi.
Oğlunu teröre kurban vermiş, yıllarca sessiz kalmış bir babanın, devletten ve toplumdan tek isteği:
“Aranmak, sorulmak, hatırlanmak.”


















