Malatya’nın Hekimhan İlçesi Yama Dağı’nda bulunan yetiştiriciler, yaylalarda en büyük sorunun yol olduğunu ifade etti. Yetiştirici Hasan Şatır, “Buradaki en büyük sorunumuz yol sorunu. Doğru dürüst bir yolumuz olmadığı için yaylaya gelmekte zorlanıyoruz. Yol çok berbat. Arabalar çıkamıyor. Yolda bakım olmadığı için bazı araçların tamponları bile bu yolda düşüyor” dedi.
Malatya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve Malatya Tarım Platformu Başkanı İhsan Akın, beraberinde basın mensuplarıyla birlikte Yamadağı'nda bulunan üreticileri ziyaret ettiler.
Yetiştiricilerin sorunları günden güne artıyor. Malatya’nın Hekimhan İlçesi Yama dağında bulunan hayvan yetiştiricileri, Çiçayır yaylasına giden yolun sorunlu olduğunu söyledi. Yol sorununun yetiştiricileri bezdirdiğini belirten Yaylacı Hasan Şatır ve Ekrem Karadoğan, yetiştiricilerin sorunlarına çözüm bulunmasını talep etti.
En büyük sorun ulaşım
Uzun zamandan beri Çiçayır yaylasını kullandıklarını belirten Yaylacı Hasan Şatır, yaylaya giden yoların sıkıntılı olduğunu, göç zamanının yaklaştığını ve nasıl taşınacaklarını bilemediklerini dile getirdi. Şatır,” Atalarımızdan beri bu alanı yaylak olarak kullanıyoruz. Her yıl İlkbahar’dan itibaren hayvanlarımızı buraya getirerek otlatıyoruz. Yaklaşık 4-5 ay burada kalıyoruz. Yaylalara gidiş gelişlerde sürekli bu yolları kullanıyoruz. İlkbaharda geliyoruz, güz aylarının sonuna doğru dönüyoruz. Buradaki en büyük sorunumuz yol sorunu. Doğru dürüst bir yolumuz olmadığı içi n yaylaya gelmekte zorlanıyoruz. Yol çok berbat. Arabalar çıkamıyor. Yolda bakım olmadığı için bazı araçların tamponları bile bu yolda düşüyor. Bir misafirimiz gelecek olsa gelemiyor. Göç zamanı yaklaştı. Biz buradan da nasıl taşınacağımızı bilemiyoruz. En büyük sorunumuz ulaşım sorunu. Yoksa yerimiz çok güzel. Buradan başta belediye başkanlarımız olarak yetkililere sesleniyorum. Bizim halimizi görsünler. Bizim yollarımıza bir el atsınlar. Bu yolları yapmaya bizim gücümüz yetmez. Bu devletimizin işidir. Devletimizin de bize yardımcı olacağına inanıyoruz. Biz üretmeye devam etmek için, hayvancılığın devam etmesi için bizim buralara rahat gidip gelmemiz lazım. Haftalık ürettiğimiz peyniri yağı üretip satamıyoruz. Mandıracı da gelip ürünleri alamıyor” ifadelerini kullandı.
Hayvan yetiştiriciliği sevdadır, bırakmak istemiyoruz
Ekrem Karadoğan, hayvancılığın kendileri için bir sevda olduğunu, mesleklerini bırakmak istemediklerini ancak şartların yetiştiricileri zorladığını vurguladı. Karadoğan, zor şartlar altında çalıştıklarını ve devletin yetiştiricilerin sorununu çözmesi gerektiğini belirterek: “Yıllardır, Dededen beri bu bölgeden küçükbaş hayvancılık yapmaktayız. Bu bizim için de bir sevdadır. Bunu da bırakmak istemiyoruz. Yaşadığımız şartlardan dolayı yeni yetişen gençlerimiz bu yayla hayatını kesinlikle kabul etmiyor. Sosyal yaşantımız yoktur. Devletimizde bizlere ister konteyner olsun ister prefabrik olsun bu konuda bize destek olursa bu yüzyılda çadır hayatından kurtuluruz. Bir yağmur yağsa çadırlardan üzerimize su damlıyor. Devletimizden çadır hayatından bizi kurtarsınlar” dedi.
Sigorta veya para desteği olursa kadınlar bu işleri başarır
Yaylada çalışanlara sigorta hakkının da tanınması gerektiğini aktaran Karadoğan, sigorta hakkının tanınması halinde kadınların da yetiştiricilik yapabileceklerini kaydetti. Karadoğan, “ Diğer yandan bayanlarımız artık yanımızda durmuyorlar. Yaylada olanlara bir sosyal güvence hakkı tanınırsa daha iyi olur. Öncelikle sosyal yaşantı projelerin hayata geçmesi lazım. Yolumuz gördünüz. 15-20 gün sonra göçeceğiz ama bu yol yapılmazsa buradan çıkamıyoruz Bu konuda da destek bekliyoruz. Biz yetiştiricilerimizin yanındayız diyenlerin yanımızda olmalarını bekliyoruz. BAĞ-KUR’a mecbur ediyorlar. Destek alanı yetersiz bu konuda da bir çalışma yapılmasını bekliyoruz. Kadınlara sigorta verilirse kadınlar bu işe 4 elle sarılırlar. Sigorta veya para desteği olursa kadınlar bu işleri başarır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.