Anadolu´nun uygarlık tarihi içindeki yerine yeni bir boyut kazandıran ve Türkiye'nin 19'uncu varlığı olarak UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde bulunan Malatya’daki Arslantepe Höyüğündeki 2022 yılı kazı sezonu başladı.
Malatya’da bulunan Arslantepe Höyüğü, 26 Temmuz 2021’de gerçekleştirilen 44. Dünya Miras Komitesi toplantısında alınan kararla, Türkiye’nin 19’uncu varlığı olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedildi. Yaklaşık 7 bin yıllık geçmişe sahip Arslantepe Höyüğü’ne ilgi UNESCO Dünya Kültür Miras Kalıcı Listesi’ne alınmasının ardından daha da arttı.
Duvarlarına renkli figürler işlenmiş kerpiçten sarayı, 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip tapınağı, kılıç ve mızraklarıyla tarihe ışık tutan Arslantepe’de geçen yıl gerçekleştirilen kazı çalışmalarında 3 bin 600 yılına ait iki çocuk iskeleti gün yüzüne çıkarılmış, evlerin tabanında üç oda dolusu seramikler, tohumlar, seramikten yapılmış bardak ve tencereler, çamurdan yapılmış dolaplar bulunmuştu.
Dünyanın bilinen en eki saray kompleksine sahip olan Malatya’nın Orduzu Mahallesinde bulunan Arslantepe Höyüğündeki 2022 yılı kazı çalışmaları öncesinde Arslantepe Açık Hava Müzesi ve çevresindeki arkeolojik eserlerin restorasyonu yapıldı.
Dünyada bilinen ilk Devlet ve bürokratik sisteminin doğuşunun izlerini taşıyan Arslantepe’de bu yıl başlayan kazılarda önemli buluntu ve bulguların ortaya çıkması bekleniyor.
İtalya Roma La Sapienze Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Arslantepe Höyüğü Kazıları Onursal Başkanı Prof. Dr. Marcella Frangipane ve Arslantepe Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli yeni sezon öncesi açıklamalarda bulundular.
Arslantepe Höyüğü Kazıları Onursal Başkanı ve İtalya Roma La Sapienze Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane Arslantepe’nin önemli bir yer olduğunu ancak UNESCO’dan sonra daha da büyük önem taşıdığını ifade ederek, “Her sene olduğu gibi bu senede kazı çalışmaları oluyor ama bunun yanında önemli olan restorasyon ve koruma çalışmaları yapıyoruz. Burası kerpiç bir yapı ve dikkat etmek gerekiyor” dedi.
UNESCO’dan sonra höyüğe gelen ziyaretçi sayısının arttığını dile getiren Frangipane, bunun için daha dikkatli çalıştıklarını söyledi.
Bu sene açık hava müzesinin bulunduğu alanın girişinde restorasyon çalışması yaptıklarını anlatan Frangipane, “Girişte bir sur duvarı var. Milattan önce 2500-2200 o sur duvarını temizledik, şimdi restorasyon çalışması yapıyoruz. Bunun yanında resimlerin olduğu duvarda bir çalışma yaptık. O resim çok iyi durumda bulunuyor. Bu çatı sistemi çok iyi, iklim değişse de hava aynı kalıyor. İzole bir durumda ama biz her sene kontrol yapıyoruz. Yapı iyi durumda ama her sene restorasyon yapılıyor” diye konuştu.
Frangipane, Arslantepe’de devlet sisteminin başladığını kaydederek, şunları söyledi:
“Sadece burada değil Mezopotamya’da da vardı ama burada binalar çok iyi duruyor. Çok dikkatli baktık ve sistem detaylı bir şekilde görünüyor. Nasıl güç ve devlet sistemi başladı görünüyor. Bürokrasi, sarayda memur vardı. O zaman yazı yok. Saray milattan önce 3400-3200 yani 5 bin 300 sene evvel vardı. Yazı yoktu ama çok sofistike, güzel bir sistem olduğunu görüyoruz. Ekonomi, iş ve ticaret kontrolü yapılıyordu.”
“BU YILKİ KAZILARDA KALKOLİTİK VE HİTİT DÖNEMİ AÇMALARI ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ”
Arslantepe Höyüğü Kazı Başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli ise Arslantepe Höyüğü’nde çalışmalara 18 Temmuz’da başladıklarını ifade etti.
Üç haftalık süreçte restorasyon ve koruma çalışması yaptıklarını kaydeden Restelli, “Kazı çalışmalarına üç gün önce başladık. Bu sene, geçen sene yaptığımız açmalarda çalışıyoruz. Şu anda iki açma var. Kalkolitik ve Hitit Dönemi bir açma üzerinde çalışıyoruz” dedi.
“UMARIM GÜZEL ESERLER ÇIKACAK”
Restelli, Kalkolitik Döneme ait milattan önce 3600 binaların olduğunu, bu binalar üzerinde çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
“Umarım bu binaların altında yeni binalar bulabiliriz. Bulduğumuz binalar normal değil elit evleri bunlar. Bu bizim için çok önemli çünkü saray dönemini doğru anlatabilirler. Buluntu ne bulabiliriz bilmiyorum ama umarım güzel eserler çıkacak. Geçen yıl küpler, kemik iğneler, küçük boncuklar, taş objeler ve aletler bulduk umarım bu yıl da aynı olur. Yaklaşık 2 ay çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Eylül’ün sonuna kadar kazı devam edecek. Hitit açmasında bir ay çalışacağız. Çünkü höyükte başka bir açma üzerinde çalışmaya başlamak istiyoruz. O açmada da Eski Tunç tabakalar var.”
Restelli, Hitit tabakalarında geçen yıl Demir Çağ döneminde milattan önce 900-800 yıllarına ait çok büyük bir bina kazarak kaldırdıklarını hatırlatarak, onun altında anıtsal bir binanın çıkmaya başladığını, binanın durumun iyi ve buluntular olmasını umut ettiğini ifade etti.
Restelli, höyükteki çatı projesinin ise revize edildiğini belirterek, çalışmanın uzun sürebileceğini gelecek yıl yeni çatı yapılabileceğini de sözlerine ekledi.
BURAYI TIKLAYINIZ.... MALATYA'NIN GÜNCEL HABER VİDEOLARI BURADA