Fendoğlu;  “Adıyaman, Malatya, Bitlis, Muş ve Siirt tütün üreticilerine üretim izini verilmeli”

Fendoğlu;  “Adıyaman, Malatya, Bitlis, Muş ve Siirt tütün üreticilerine üretim izini verilmeli”
A- A+ PAYLAŞ
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu “Sadece yerli tütün üretimi izni verilen illerde; Adıyaman, Malatya, Bitlis, Muş, Siirt'te faaliyette bulunmak üzere izin verilmelidir. Bu izinler veya belgeler hiçbir şekilde kiraya veya satışa, ticarete konu edilmemelidir.”  dedi.

 

MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, TBMM’de MHP Grubu adına 2022 yılı Tarım ve Orman Bakanlığımızın bütçesi üzerine söz alarak  bir konuşma yaptı.

 

-“Üreticiler kooperatifleşse bile, büyük şirketlerin dağıtım, pazarlama ve lojistik ağıyla rekabet edemeyecektir.”

 

MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, “Geçen ay içerisinde, bilge liderimiz, Genel Başkanımızın talimatıyla, "Adım adım 2023, il il Anadolu" temalı ziyaretlerde bulunmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi grubu olarak Anadolu'ya yayıldık. Bu süre içerisinde ben de arkadaşlarımla beraber Malatya, Elâzığ, Siirt, Bitlis, Muş, Tatvan, Van, Urfa ve Adıyaman illerinde bulundum. Bu bulunduğum iller içerisinde çiftçimizle, köylümüzle, STK'lerimizle toplantı yaptık. Burada, özellikle de üreticilerimizden aldığımız sorunları, talepleri Tarım Bakanlığımızdaki uzmanlarımızla birlikte bir araya gelerek bir rapor hazırladık -fakat bu rapor uzun olduğu için on dakikaya sığdırmak zorundayım ama konuşmamdan sonra o raporu Tarım Bakanımıza ileteceğim- çiftçilerimizin ortak sorunları var ki bu girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı ve bu ziyaret ettiğim iller içerisinde hepsinin de ortak bir ürünü var; Siirt'in, Muş'un, Bitlis'in, Tatvan'ın, Urfa'nın, Adıyaman ve Malatya'nın tütün... Tütün mevzusuyla ilgili çıkarmış olduğumuz özeti huzurlarınızda okuyacağım: Dünyada tütün üretimi hâlen çok büyük bir ekonomik değer teşkil etmekte olup tütün üretimi işlenmesi ve satışı çok büyük ölçüde sanayileşmiş ve uluslararası şirketler eliyle yapılmaktadır. Tek başına sarmalık olarak içilen, sarmalık kıyılmış tütün üretimi ise geleneksel bir üretim olup Adıyaman, Malatya, Siirt, Bitlis ve Muş illerinde dar gelirli 250 bin kadar kişinin geçim kaynağıdır. Geniş alan üretimi olmayan, fabrikalarda işlenmeyen ve yine dar gelirli tüketiciye erişen bu ürün, geleneksel birçok tarım ürünü gibi kayıt altına alınmadığında "kaçak tütün" olarak tarif edilmektedir. Aslında yerli olarak üretilen ancak vergilendirilmediği için bu şekilde adlandırılan bu tütün üreticileri gerçekte bir kaçakçılık faaliyeti yapmamaktadır. Bu üretimin kayıt altına alınması ve vergilendirilmesi amacıyla yapılan düzenlemeler neticesinde üreticilerin kooperatifleşmesi ve sarmalık kıyılmış tütünlerin yüzde 40 ÖTV, artı, yüzde 18 KDV'yle vergilendirilerek piyasaya arzı düzenlenmiştir. Ancak bu yasal düzenlemeler esnasında yerel üreticiyle uluslararası tütün ürünü satan firmalar aynı statüde değerlendirilmiştir. Gelinen noktada sadece küçük bir bölgede üretilen şark tipi tütünlerle fabrikalarda işlenen tütünlerin tamamı sarmalık kıyılmış tütün olarak kabul edilmiştir. Yapılan son yasal düzenlemelerle yerel ölçekte üretim yapan ve kooperatifleşen üreticilere bazı belge, bedel indirimleri getirilmiş olmakla birlikte, vergiler endüstriyel yani fabrika üretimiyle aynı tutulmuştur, dahası yerel üretim için hiçbir dağıtım ağı ve satış usulü belirlenmemiştir yani yerel ürünün piyasaya nasıl arz edileceği düzenlenmemiştir. Bu durumda üreticiler kooperatifleşse bile, büyük şirketlerin dağıtım, pazarlama ve lojistik ağıyla rekabet edemeyecektir.” diye konuştu.

 

-“Üreticilere izin belgesi verilmeli”

 

Fendoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü;  “Yasanın yürürlüğe girmesi 31 Aralık 2021 tarihine kadar ertelenmiş olduğu hâlde, üreticilerin kooperatifleşme, ürün üretme ve piyasaya arz etme sürecini işletemediklerini sahada bizzat gördüm. Mevcut yasal statüyle bunun yapılamayacağı öngörülmüştür. Konunun sosyal önemine binaen, acilen değerlendirilmesi ve özellikle butik satış fikrinin değerlendirilmesi ve yasanın tüm hükümleriyle 31 Aralık 2023 tarihi sonuna kadar ertelenmesi son derece önemlidir. Ekilen arazilerin kayıt altına alınarak arazi vergisi alınması ve sadece buralarda üretilen tütünler için butik satış sisteminin düzenlenmesi önerilmektedir. Böylece üreticiler kooperatif veya aile işletmecisi ya da şirket kurarak klasik usulde işledikleri ürünü Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunun izin verdiği perakende satış ortaklarında satabilecek ve üretim kayıt altına alındığı gibi vergilendirilebilecektir de. Aksi hâlde, büyük geçim sorunu yaşayan, marjinal tarım alanlarında küçük aile işletmeciliği yapan veya ticaretiyle uğraşan yaklaşık 35 bin aile ve 250 bin kişi büyük bir mağduriyet yaşayacaktır. Çiftçimizden aldığımız çözüm önerilerini de burada uzmanlarla rapor hâline getirdik. Şöyle ki: Yapılacak olan yeni bir düzenlemede bu tür bir üretimin kültürel bir değer olduğu, sadece bir iktisadi faaliyet olmayıp marjinal alanda yaşayan insanlara yönelik sosyal boyutu ağır basan bir düzenleme olduğu dikkate alınmalıdır. Sanayi tipi tütün ve tütün mamulleri üretimiyle geleneksel, lokal ve küçük ölçekli sarmalık kıyılmış tütün üretimi birbirinden ayrı şekilde, birbirine rakip olmayacak şekilde ayrı ayrı düzenlenmelidir. Tütün bitkisi üreticileri, çiftçilerimizin kayıt altına alınması: Adıyaman, Malatya, Bitlis, Muş ve Siirt tütün üreticilerinin aynen çay ve fındıkta olduğu gibi tespit edilerek kayıt altına alınması, tütün üretici belgesi verilmesi sağlanmalı ve belge sahibi olanların üretimine izin verilmelidir. Üretim alanlarının genişlememesi için adı geçen illerde hangi ilçelerde üretim yapıldığının belirlenmesi, üretici sayısı ve ekim alanlarının tespiti ilçe tarım ve orman müdürlükleri marifetiyle yapılarak her bir üretici için yerli tütün üretici izin belgesinin düzenlenmesi ve bundan sonraki tarihte yeni belge verilmemesi önerilmektedir. Sarmalık kıyılmış tütün işlenmesinin, kıyılmasının düzenlenmesinde ise yerli tütünlerin fabrikalarda belirlenmiş metotlar çerçevesinde harmanlanmadan, ilave herhangi bir katkı maddesi katılmadan, fermente edilmeden veya alkolle muamele edilmeden, sadece nemlendirme ve yumuşatmayla elde ya da küçük makinelerle basit kıyım sonucu kullanıma hazır hâle getirildiği bilinmektedir. Bu işlemi yapanlar, hem tacir hem de işletmeci olup bu faaliyeti küçük ölçekli ve yıl boyu olacak şekilde yapmaktadırlar. Bu kişilerin küçük işletmeci ve tacir olduğu kabul edilerek bu tür kişilere esnaf seviyesinde bir oda kaydı ve iş yerlerinin de basit usulde tespit ve kaydı yapılmalıdır; doğrudan ürün almasına ve sadece yerli ürün işleyen kooperatiflerden de ürün almasına imkân tanınmalıdır. Hayatın doğal akışı içinde tütün üretenler çiftçi kabul edilirken bu ürünü alıp bu şekilde işleyen ve satışa konu edenler kaçakçı kabul edilmektedir. Bu nedenle, bu kişilerin tarım ve orman ve ticaret il müdürlüklerince ortaklaşa olarak tespit edilip yerli tütün taciri ve kıyımcısı olarak kayıt altına alınması önerilmektedir. Bu kişilere sadece yerli tütün üretimi izni verilen illerde; Adıyaman, Malatya, Bitlis, Muş, Siirt'te faaliyette bulunmak üzere izin verilmelidir. Bu izinler veya belgeler hiçbir şekilde kiraya veya satışa, ticarete konu edilmemelidir.”

 

-“Sadece yerli ve tek başına içilebilen sarmalık kıyılmış tütün satmak şartıyla faaliyet izni vermelidir”

 

Kıyılmış tütün satışı ile ilgili olarak da konuşan Milletvekili Mehmet Fendoğlu, “Butik satış usulünün düzenlenmesi: Bu satıcılar öncelikle bulundukları illerdeki tarım ve orman il müdürlüğü ile ticaret il müdürlüğüne başvurarak satış yerinin tespitini ve bunun sonucunda faaliyet izni istemelidir. Bu talepleri değerlendirme ve butik yerli tütün satış şartlarını belirleme yetkisi Tütün ve Alkol Daire Başkanlığında olmalıdır. İlgili Daire Başkanlığı bu satış noktalarına sadece yerli ve tek başına içilebilen sarmalık kıyılmış tütün satmak şartıyla faaliyet izni vermelidir. Kıyılmış ürünler ancak butik yerli tütün satıcıları tarafından satışa konu edilmelidir. Kısaca özetlersek, sigara ve puro gibi tüm dünyada yaygın bilinen ve tüketilen tütün mamullerinin dışında tüm dünyada bazı ürünler yerel şartlarda üretilmekte ve özel şartlarda piyasaya arz edilmektedir. Ülkemizde de yerel bir üretim ve tüketim kültürüne sahip yerli sarmalık kıyılmış tütün de böyle bir üründür. Bu üretim geleneksel olup yaklaşık iki yüzyıllık bir geçmişe sahiptir. Ülkemizde Adıyaman, Malatya, Muş, Bitlis ve Siirt illerinin belirli ilçelerinde böyle bir üretim vardır. Bu üretim çok küçük ölçekli olup en fazla yıllık 30 bin ton civarındadır. Ülkemizin yıllık 1,5-2 milyon tonluk tütün ve tütün mamulü tüketimi içinde yüzde 1,5-2 oranında son derece küçük bir yer tutan -30 bin tonun- bu üretimin sanayi tipi üretim gibi düzenlenmesi, yönetilmesi mümkün ve pratik değildir. Bu düzenlemeyle, üretimle geçinen yaklaşık 25 bin, işleme ve satışıyla geçinen yaklaşık 10 bin aile olmak üzere 250 bin kişi kırsal alanda, marjinal tarım topraklarında ve son derece zayıf sosyoekonomik şartlarda yaşamaktadır.” İfadelerini kaydetti.

 

Fendoğlu şöyle devam etti; “Bu ürünlerin ticaretini yapan insanlar ise şehirlerde ve büyük şehirde kırsaldan kente göç etmiş, düzenli bir işi ve geliri olmayan başkaca bir beceri ve imkâna sahip olmadığı için bu geleneksel tütün ürününün satışını ve işlemesini kayıt dışı olarak yapmaktadır. Bu şekilde üretilen tütün ve tütün ürünlerinin yine kırsal alanda yaşayan ya da şehirlerde ucuz iş gücü gerektiren işlerde çalışan dar gelirli insanlar tarafından tüketildiği de bilinmektedir. Bu yerli tütün üretimin niş bir üretim satışının butik bir satış ve ticaretinin ise kayıtlı basit esnaf üzerinde yürütülmesi ve devletin vergi gelirleri kaybının önlenmesiyle bu üretim ve ticaretin normalleşmesini ve geleneksel olan bu kültürün korunmasını sağlayacaktır.”

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.