Malatya istismarcıları yine iş başında

Malatya istismarcıları yine iş başında
A- A+ PAYLAŞ
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

6 Şubat depremlerinde Malatya ağır hasar gördü…

Cenazelerimiz vardı, yaralılarımız vardı. 

Halen yaralıyız, halen Malatya koma halinde. 

Evet…

Malatya, halen yaralı iken, birileri İstanbul’da Malatya ismini kullanarak rant sağlamanın peşinde. 

Kim mi bunlar?

Biri, Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği, MASTÖB.

Diğeri, Malatya Konfederasyonu, MAKON.

Yasımızda yoklar.

Kötü günümüzde yoklar.

Yaramız kanarken merhem olmak için yoklar.

Malatyalı soğukta üşürken bir çadır getirmediler.

Malatyalıya bir sıcak çorba ikram etmediler.

Malatyalıya bir tane konteyner getirmediler. 

Adları Malatya, sadece adları Malatya, içleri bomboş.

Tabelaları Malatya, ama ruhlarında Malatya yok. 

***

MASTÖB ya da MAKON tarafından Malatya’da depremden sonra kurulmuş bir çadır kent, bir konteyner kent, ya da bir aşevi var mı?

Bunları Malatyalılara deprem döneminde bir yardım eli uzatırken gören ve duyan var mı? 

Dünyanın yardıma koştuğu bir süreçte Malatya’ya bir tane çadır, bir tane konteyner bile getiremiyorsan senin federasyon olman yada konfederasyon olmanın bir anlamı yada hükmü var mı?

Yok hükmündeler.

Sadece tabelada varlar, birde protokol ziyaretlerinde verdikleri fotoğraflarda. 

Oysa bunlar Malatya adına federasyon ve konfederasyon ise şimdi Malatya’da en az 10 okulun temelini atmış, birkaç tane konteyner kent kurmuş olmaları lazımdı. 

***

Bu MASTÖB ve MAKON hatırlayınız; geçtiğimiz yıl İstanbul’da 5. Geleneksel Malatya Günlerini düzenlemiş ve rezillikler yaşanmıştı. 

Sadece Malatyalılar birbirini ziyaret etmişti. 

Şimdi kalkmış, 6. Geleneksel Malatya Günlerini düzenliyorlar.

Stant satıp para kazanacaklar. 

Fuarlarda stant satılıp para kazanılması normaldir, ama Malatya için bir katkısı olmayan bu iki sözde Malatya STK’sı, deprem gibi bir afette ortada yokken, depremden 9 ay sonra İstanbul’da 12-15 Ekim tarihlerinde Malatya Günleri düzenlemeye kalkmasının Türkçe sözlüğündeki karşılığı bellidir. Ben sadece en hafif ifadeyle “Ayıptır yahu” diyeyim. 

Artık Malatya’yı ve Malatyalıları istismar etmeyin, oturun oturduğunuz yerde.

Yerel seçim öncesi, belediye başkanları boşu boşuna İstanbul’a gidip Malatyalının parasını harcamasın, size İstanbul’dan kimse oy vermeyecek. MASTÖB ya da MAKON ise size oy getirmeyecek. 

Bu MASTÖB ya da MAKON’un bir gücü varsa, hodri meydan buyursun kendi adayını yada adaylarını çıkartsın. Sadece kartvizitleri var. O kartvizitlerle de Malatya adını kullanarak kapıları açıyorlar.  Malatya üzerinden İstanbul’da kendi siyasi hedeflerine ulaşmak istiyorlar. 

***

MASTÖB ve MAKON, şimdi Malatya’da belediye başkanlarını ziyaret edip, fuar organizasyonu için davette bulunacaklar.

Bakalım, kimler kanacak?

Bakalım, hangi belediye başkanları Malatya için hiçbir karşılığı olmayan ve bulunmayan bu organizasyona milyon TL’leleri aktaracak?

Malatya’da halen binlerce insan konteynerde kalıyorken, belediyelerin gidip İstanbul’da böyle bir organizasyonda katılması ahlaken sorgulanması gereken bir durumdur. 

***

Geçen yıl birileri, “Bakın Ekrem İmamoğlu, fuara katılacak, AK Parti’den kimse katılmazsa orası İmamoğlu’nu şovuna dönüşecek” diyerek, Malatya’daki belediye başkanlarının katılması için telefonlar ettirmişti. 

Bakalım, bu telefonlar yine çalacak mı?

 MASTÖB VE MAKON gücüne ve varlığına güveniyorsa, belediyeler, resmi kurumlar katılmadan da  kendisi ve bağlı dernekleri ile bu organizasyonu yapsın. 

Buyursun yapsınlar, bunları tutan yok, engel olan yok. 

Güçlerini ve varlıklarını görmüş oluruz. 

Bir de şu konu var; hasbelkader Malatyalı olmayan birisi fuara geldiğinde, “Yahu sizin evinizde cenaze var, cenaze evinde düğün mü yapıyorsunuz” derse ne cevap verilecek. 

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Burhan KARADUMAN yazıları