İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, “Vatandaşın yüzde 57’si imkanı olması halinde başka bir şehirde yaşayacağını ifade ediyor, yüzde 5’i ise kararsız. Bu şu demektir; Malatyalıların yarasından fazlası fırsat bulduğu anda şehrini terk edecek. Deprem öncesini düşünün; Malatyalılar şehrini çok sever ve şehirleri ile gurur duyan insanlardı. Bu şimdi tersine dönmüş, şehrini terk etme eğilimi çok yükselmiş. Malatya’nın yarısından fazlası ‘İlk fırsatta ben buradan kaçarım’ diyor. Bu Malatya’nın sanayicisini, esnafını, yatırımcısını, hepsini ilgilendiren bir oran. Bu şehrin gelişimi açısından çok büyük bir problem.” dedi.
ERTV’de Gazeteci Hülya Kaya’nın hazırlayıp sunduğu Güne Bakış Programına katılan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz deprem süreci ve sonrasına ilişkin açıklamalarda bulunarak, yapılan bir anket çalışmasının sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.
-“İnsanımız gergin, tedirgin, kaygı içerisinde, gelecekle ilgili endişeleri ve korkuları var”
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, “Malatya’nın fiziki görünümünden ziyade sosyal yönünü, insanı yönünü sorgulayacak olursak; insanımız gergin, tedirgin, kaygı içerisinde, gelecekle ilgili endişeleri ve korkuları var, yarınla ilgili plan ve program yapamamaktan dolayı gerginlik yaşıyorlar. Bizim insanımızda şöyle bir ruh hali hakim; yarınımı planlayamıyorum. Ne olacak kaygısı o zaman iyice güçleniyor. Böyle bir problem var vatandaşlarımızda. Malatya’nın yaşadıklarından dolayı bu çok tabi bir durum. Yoksa durum normalin dışı. Bir yıl önce büyük bir deprem yaşadık. Bu depremi yaşayan ve deprem sonucunda en çok mağdur olan, en çok yıkımın olduğu, can kaybının çok olmadığı ama en çok yıkımın olduğu Hatay’dan sonra ikinci il Malatya, Dolayısıyla bu kadar yıkımın olduğu, şehrin büyük oranda tahrip olduğu, özellikle merkezi yerlerinin tahrip olduğu bir yerde insanların kaygı, korku, yalnızlık hissetmesi beklenen bir şeydir. Yaşadıklarımızın tabi sonucu bu.” İfadelerini kaydetti.
-“Kabul edilebilirin üzerinde bir kuralsızlık var”
Prof. Dr. Korkmaz, “Normalin üzerinde bir kuralsızlık, Kabul edilebilirin üzerinde bir kuralsızlık var. Kuralları red etme. Bunu besleyen bir şey var altta; kaygı. İhtiyacını karşılayamaması insanların gerginliğine sebebiyet verir. Gerginlikte insanları beklenenin dışında, farklı şekilde hareket etmeye sevk eder.” dedi.
Prof. Dr. Korkmaz. “Toplumun yaraları ne kadar çabuk sarılırsa, problemler ne kadar hızlı çözülürse o kadar hızlı normalleşir. Sürünceme de kalırsa, travma yaratıyor. Sosyal ilişkisine, aile hayatını, başarısına, bütün kurumlarla olan ilişkisine yansır.” İfadesini de kaydetti.
-“Savaş ve kıtlık için öncesinden psikolojik olarak hazırlanıyorsunuz. Ama deprem öyle bir şey değil. Psikolojik olarak hazırlığı yok”
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, “Depremden sonra enkazların dışında orta kalan tek bir şey var: insan. Geride insan var. Onu yaşayan, hayatını kaybedenler hariç, onu yaşadıktan sonra yaralı olan, tedaviye muhtaç hale gelen veya fiziki hiçbir şey yoktur, fiziki olarak sağlam, şu veya bu yönüyle ortada kalan bir insan var. Bu insanın yaşamış oldukları insani ilişkilerinde, ölçülerinde, davranışlarında mutlak suretle etkisini gösterecek. Çünkü böyle bir şeyin hazırlığı yok. Bundan kastım şu; savaş hali, olağanüstü şeyler sıralanır, denilirki, savaş, sel, deprem, kıtlık. Fakat savaş ve kıtlık için öncesinden psikolojik olarak hazırlanıyorsunuz. Ama deprem öyle bir şey değil. Psikolojik olarak hazırlığı yok. Beklenmedik bir anda ortaya çıktı, ondan sonra yıktı, alt üst etti, ortada kendi başına bir insan kaldı.” şeklinde konuştu.
-“Siyasetin yeniden yapılanmaya girdiğine inanıyorum”
Yerel seçimler oy vermeyeceğini de açıklayan İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, “Oy vermeyeceğim, vebale ortak olmak istemiyorum. Sonucunu siyasetçiler okuyacak. Siyasetin yeniden yapılanmaya girdiğine inanıyorum. Gözlemim o yönde. Oy vermeyi düşünmüyorum, kararlıyım, yüzde yüz.” dedi.
-“Malatyalılar kendilerini orta tabaka da görür. Kendisine acınmasından hiç hoşlanmaz. Zayıf gözükmekten, yetersiz gözükmekten hiç hoşlanmaz”
Depremin sosyal etkileri konusunda yapılan araştırmanın sonuçları hakkında da bilgi paylaşan Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, “Depremin örneklemesini konteynerlerde yaşayan insanlardan belirledik. Malatya’daki tüm konteyner bölgelerinde yaşayan insanlara anket uygulayarak verilerimizi ona göre hazırladık. Güvenirlik oranı yüksek bir anket. Malatya’da yaşayanlar içinde sosyo-ekonomik açıdan kendinizi nasıl görüyorsunuz? Sorusuna orta tabaka yüzde 66.67, alt tabaka yüzde 41.31 ve üst tabaka yüzde 3.87
Bu tablo Malatya’nın karakteristik bir sonucu, Malatyalılar kendilerini orta tabaka da görür. Kendisine acınmasından hiç hoşlanmaz. Zayıf gözükmekten, yetersiz gözükmekten hiç hoşlanmaz. Bundan dolayı üst diyecek durumu yok, bu nedenle kendini orta tabakadan görür. Türkiye genelinde bu tablo Malatya’da çok belirgin. Yaşadığı sıkıntıyı ifade etmez.” şeklinde konuştu.
-“Biraz modern, biraz geleneklerine bağlı bir toplum arabesk içinde olan bir toplum”
Kendinizi nasıl tanımlarsınız? sorusuna; Biraz modern biraz geleneklerine bağlı yüzde 47.59, geleneklerine bağlı yüzde 32.41, modern yüzde 9. 37, fikrim yok yüzde 18.63. Biraz modern, biraz geleneklerine bağlı bir toplum arabesk içinde olan bir toplum. Malatya’da bu durumu yadırgamayın. Bu oran Türkiye’de çok yüksek. Son yaşanılan depremlere nerede yakalandınız? sorusuna da; Her iki depreme evdeydim yüzde 68.59, Birince depremde evde, ikinci depremde dışarıdaydım yüzde 29.98, Malatya’da can kaybının az olmasının sebeplerinden birisi, yüzde 30’unun ikinci depremde dışarıda olması. Depremden hemen sonra kiminle birlikte kaldınız? sorusuna; Aile ve yakınlarımla yüzde 75.25, Bu bizim aile yapımızı geleneksel yapımızı yansıtan bir oran aynı zamanda. Biz başımız sıkıştığı zaman yakın akrabalara, aile efradına koşarız. Bu akrabalar arasında sıkıntıların çıkmasına neden oldu. Arkadaşlarımın evinde kaldım yüzde 6.86, yurt ve sosyal tesislerde yüzde 12.88 ve diğer yüzde 1.81.” şeklinde bilgi verdi.
“Belirsizlik arttıkça gidenler gelmeyince o zaman Malatya dahada köylüleşir”
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, şu bilgileri ve ifadeleri de paylaştı, “Deprem sonrası yaşamınızı nerede sürdürmektesiniz? Yüzde 86.77 Malatya il sınırları içerisinde, Malatya merkez de yüzde 8.77 ve Malatya il sınırları dışında yüzde 3.58. Depremden sonra Malatya’yı terk eden insan sayısı çok fazla. Malatya’yı depremden sonra terk edenler nitelikli, eğitimli ve gelir seviyesi yüksek olan, şehirli, gidecek, barınacak bir köyü olmayan adamlar. Bunun Malatya’ya çok olumsuz sonuçları olacak. Malatya çok hızlı büyüyen bir şehir. Tam manasıyla şehirleşememiş bir alan. Kent genel nüfusunun yüzde 80’inin şehir merkezinde yaşadığı bir yer. Bu şehirli ailelerin dışarı çıkması demek şehirleşme sürecine rol model olan ailelerin dışarı gitmesi demek. Rol modelleriniz değişirse orada bir belirsizlik var demektir. Belirsizlik arttıkça gidenler gelmeyince o zaman Malatya dahada köylüleşir. Malatya’nın yeniden normalleşmesi üçüncü nesilde olacak.”
-“Malatya’dan il dışına giden hali vakti yerinde olan insanların oranı ..”
Eğer il dışındaysanız nerede kalıyorsunuz? Sorusuna ‘Ev tuttum’ diyenlerin oranının yüzde 17 olduğu ve bununda Malatya’dan il dışına giden hali vakti yerinde olan insanların oranını yansıttığını belirten Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, “Depremden hemen sonra en çok neye ihtiyaç duydunuz? Sorusuna yüzde 47 ile gıda ve su, yüzde 38 barınma ve yüzde 7.5 ile sağlık cevaplarını ön plan acıktığı görülürken, Depremden sonra size en çok kimlerin desteği oldu? sorusuna ise yüzde 54 ile Aile, yüzde 17 ile akrabalarım, içinde bulunduğum siyasi parti ve cemaat yüzde 4 gibi” cevapların verildiğini de aktardı.
-“Zan ile insanları tanımlamaya yöneldik”
Deprem sonrasında sosyal ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna ise, insanlara güvenim azaldı yüzde 63.47, yakınlarımız ile aramız bozuldu yüzde 9.67 ve daha da kuvvetlendi yüzde 36.96 şeklinde cevap verildiği aktaran Prof. Dr. Korkmaz, “İnsanlara güven azalmaya başladı. Deprem sonrasında insanlarımız, bir diğerini fırsatçılıkla suçladı. Zan ile insanları tanımlamaya yöneldik.” dedi.
-“Vatandaş, kendisine doğru ve sağlıklı bilgi aktarılmadığını düşünüyor”
Eviniz ne durumda? sorusuna yüzde 56 ile yıkıldı, yüzde 34’ün ağır hasarlı, yüzde 10’un ise orta hasarlı veya hasarsız şeklinde cevap verildiği aktaran Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, “Malatya’da kurumlara olan gücen yerlerde sürünüyor. Vatandaş, kendisine doğru ve sağlıklı bilgi aktarılmadığını, kurumların sorumluluklarını yerine getiremediğini düşünüyor. Vatandaşın yüzde 80’i ikamatine girecek durumdan uzak.”
-“Malatyalıların yarasından fazlası fırsat bulduğu anda şehrini terk edecek”
İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Korkmaz,”Vatandaşın yüzde 57’i destek verilirse kırsalda ev yapmak istiyor. Kentten bir kaçış. Vatandaşın yüzde 57’si imkanı olması halinde başka bir şehirde yaşayacağını ifade ediyor, yüzde 5’i ise kararsız. Bu şu demektir; Malatyalıların yarasından fazlası fırsat bulduğu anda şehrini terk edecek. Deprem öncesini düşünün; Malatyalılar şehrini çok sever ve şehirleri ile gurur duyan insanlardı. Bu şimdi tersine dönmüş, şehrini terk etme eğilimi çok yükselmiş. Malatya’nın yarısından fazlası ‘İlk fırsatta ben buradan kaçarım’ diyor. Bu Malatya’nın sanayicisini, esnafını, yatırımcısını, hepsini ilgilendiren bir oran. Bu şehrin gelişimi açısından çok büyük bir problem. Mahalli yönetimin, il idaresinin vatandaşı yaraların birlikte sarılacağına inandırması lazım. Vatandaşı çözüme ortak etmeli. Bu çok ciddi bir sorun.” İfadelerini kaydetti.
malatyayenises.com / malatyahaber.com / ERTV