“Beni Yok Göreni Ben de Yok Görürüm!”
- Telegram
Bak hele…
Yazıhan’da bir belediye başkanı çıkmış, kürsüye dikilmiş ve demiş ki:
“Beni yok göreni ben de yok görürüm.”
Bu söz, öyle sıradan bir serzeniş değildir. Bu söz, siyasetin içinden gelen, millete sırtını dönmeyen, sırtını dönene de eyvallah etmeyen bir başkanın isyanıdır.
Kongrede konuşuyor:
“Ben buranın belediye başkanıyım. Kimden neyi saklıyorsunuz?”
Haklı değil mi?
Adam seçimi kazanmış, 20 yıl sonra CHP’yi Yazıhan’da iktidara taşımış. Hem de AK Parti’nin kalesinde!
Şimdi kalkıp da, delege listelerini üç gün kala gönderenlere, “Ben bilirim, ben yaparım” diyenlere sessiz mi kalacak?
Üstü kapalı da olsa Veli Ağbaba’ya dokunduruyor:
“Karaca (Ağbaba’nın köyü) viraneydi. 13-14 tane metruk ev temizledim. Duvarlarını yaptık. 33 mahalleye hizmet götürüyorum. Alevi-Sünni ayrımı yapmadan çalışıyorum.”
Helal olsun!
Hizmeti mezhebe, köylere, ahbap-çavuşa göre değil; ihtiyaca göre götüren başkan, siyaset yapmıyor; belediyecilik yapıyor.
Ama işin can alıcı tarafı şu:
“Seçimde AK Parti’ye oy isteyeni delege yapmışlar.”
Pes!
Halkın oyuyla gelmiş bir belediye başkanını yok say, sandıkta rakip aday için çalışanı delege yap!
Sonra da “parti içi demokrasi” de, “birlik, beraberlik” de…
Göçer, salonu terk etmeden önce son sözünü yapıştırıyor:
“Gerçek Cumhuriyet Halk Partililer, birleştirici bütünlük anlayışı gelene kadar ben bu il yönetimine muhalefet edeceğim.”
İşte bu!
İşte adamlık bu!
Duruş bu!
Benim naçizane sözüm şudur:
Parti fark etmez…
Milletin oyuyla seçilen adamı yok saymaya kalkarsan, o da seni yok sayar!
İşte Yazıhan Belediye Başkanı Abdulvahap Göçer’in çıkışı, sadece il yönetimine değil; siyasette “ben yaptım oldu” diyen herkese tokat gibi inmiştir.
Bugün değilse yarın…
Yazıhan’da yankılanan o söz, siyaset koridorlarında dolaşacaktır:
“Beni yok göreni ben de yok görürüm!”
