Hacda olan adamı bile Malatya'da hastanede yatırmışlar, pes doğrusu!

- Telegram
Aziz milletim!
“Resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık...”
Bir iddianamenin soğuk satırları bunlar. Ama gerçekte, içimizi yakan, vicdanımızı sızlatan bir manzaradır karşımızdaki!
Bakınız: Malatya Çevre Yolu’nda bir özel hastane! Adını saklamışlar, saklasalar ne olur? “Körün gözüne parmak!” dercesine öyle sahtekârlıklar yapmışlar ki aklınız durur.
Hacda olan adamı bile “yatarak tedavi görmüş” göstermişler!
Doktor yurtdışında… Elin adamı uçağa binmiş, Almanya’ya gitmiş; ama burada “muayene yapmış!”
Yatalak kadıncağız evinden çıkamıyor, ama kâğıt üstünde hastanede sabah akşam “yatırılıp” serum takılıyor!
Pes doğrusu, pes!
İddianamede yazıyor: “5100 adet Human Albumin ilacı Kulak Burun Boğaz servisinde kullanılmış gibi gösterilmiş.”
Aman Allah’ım! Bu ilaç kan ürünü, bu ilaç ağır hastalara, kritik vakalara verilir. Ama bunlar ne yapıyor?
Sanki boğaz ağrısına pastil yazarmış gibi, kan ürünü faturalıyorlar SGK’ya!
Hem de 7 milyon lirayı aşkın zarar!
Ve daha beteri… Doktor İ.M. denilen zat-ı muhterem! 92 yaşında! Elazığ’da oturuyor. Kendi hastalıklarıyla uğraşan bu adamcağızın adına 10 bin 591 sahte muayene yapılmış!
El insaf! 92 yaşında adamı hastaneye “hayalet doktor” diye yazmışlar.
Bir başka doktor diyor ki: “Benim imzamla reçete düzenlenmiş. Bunlar sahtedir.”
Yahu adamın haberi yok, imzasını bile taklit etmişler.
Mağdurları dinleyin:
Bir vatandaş diyor ki, “Anneme tedavi yapılmış görünüyor, ama annem beş yıldır yatalak, evden çıkamıyor.”
Bir başkası: “Hastaneye bir kez gittim, 17 kez yatırılmışım gibi göstermişler.”
Bir diğeri: “Tedavi gördüğüm tarihlerde Malatya’da bile değildim!”
İşte böyle...
Kardeşlerim!
Burası Türkiye!
Bu memleketin insanı yıllarca alın teriyle, göz nuru ile prim öder, SGK’ya borcunu harcını yatırır.
Ama birileri çıkar, masa başında sahte yatış yapar, sahte ilaç yazar, hacı efendiyi bile Mekke’den getirip Malatya’da yatırır!
Üstelik bu milletin parasını çalarak!
Bakınız, iddianamede yazıyor:
“2018-2020 arasında SGK’ya hileli yollarla 44 milyon 704 bin lira fatura edilmiş, yaklaşık 9 milyon lira kamu zararı oluşmuş.”
Sorarım size:
Bu milletin parasını hortumlayanlarla, sahte reçete düzenleyenlerle, yatalak anneyi ayağa kaldırıp kâğıt üstünde koşturanlarla nasıl hesaplaşacağız?
Ve bir de utanmadan diyorlar ki:
“SGK fark etmedi, bizden de bir şey sormadı!”
Bre gafiller! SGK’nın uyuması sizin suçunuzu hafifletir mi? Hırsıza “Polis görmedi” diye beraat mi verilir?
Bu ülkenin dertli evlatları yıllardır “hastane kapılarında sürünmesin” diye devlet büyük fedakârlık yaptı.
Ama siz, beyaz önlüğün arkasına saklanıp, hem milleti kandırdınız hem devleti soydunuz mu?
Bunun cevabını verin?
İşte budur memleketin derdi!
Aziz okuyucular!
Bu dava öyle alelade bir dava değildir.
Burada yargılanan yalnızca bir hastane değil, milletin sırtına çöken bir zihniyettir.
“Nasıl olsa devletin malı, deniz!” anlayışıdır.
Unutmayalım:
“Devletin malı deniz” diyenler, milletin alın terini yutarak büyür.
Ama gün gelir, o deniz kurur, o hortum boğazlarına dolar!
Bu milletin hakkını yiyenlere tek sözüm var:
Allah’ın tokadı bir gün iner!