Asuman Sarıtaç

ARTIK BİR AFET BAKANLIĞI ŞART DEĞİL Mİ?

ARTIK BİR AFET BAKANLIĞI ŞART DEĞİL Mİ?
A- A+ PAYLAŞ
Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit

Asuman Sarıtaç 
Maldia Ortak Akıl ve İrade Derneği Kurucu Başkanı

 

Dün ülkemizin en acı imtihanlarından biri olan 17 Ağustos depreminin yıl dönümüydü.

Yetkililer ve halk olarak, hayatını kaybeden insanlarımızı;

Andık.
Daha iyi andık.
Çok çok daha iyi andık.
En iyi şekilde andık.

Sonuç?

Sonuç, sıfıra sıfır elde var sıfır.

Aradan geçen bunca yıldan sonra afetlere hazırlık noktasında bir arpa boyu yol aldığımızı düşünen var mı?

Bu soruya koskoca bir “Hayır.” dediğinizi duyar gibiyim.

Milletçe yaşayarak gördük ki ülkemiz dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer almakta. Son yıllarda yaşadığımız büyük depremler, on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, binlerce insanın evsiz kalmasına ve ciddi ekonomik kayıplarımıza neden oldu. Ancak tüm bu acı tecrübelerimize rağmen hâlâ bir AFET BAKANLIĞI kurulmamış olması, afet yönetiminin dağınık ve yetersiz kalmasına yol açmaktadır.

Afet ve acil durum yönetimi, AFAD, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve yerel yönetimler arasında bölünmüş durumda. Bu durum koordinasyonsuzluğa ve zaman kaybına yol açmaktadır.Yapı denetim süreçleri ne yazık ki yetersiz ve riskli binaların dönüşümü fazlaca ağır ilerlemekte. Arama-kurtarma ve lojistik destek süreçlerinde yaşanan gecikmeler ise can kayıplarımızın artmasına sebep oluyor.
Halen afet bilinci eğitimleri toplumun geneline yeterince yayılmış durumda değil.

Çok acil olarak tüm afet türlerini kapsayan, güçlü yetkilere sahip bir Afet Bakanlığı oluşturularak; AFAD, Kızılay ve ilgili tüm birimler bu bakanlık altında yeniden yapılandırılmalıdır. 
Afet Bakanlığı’nın; önleme ve risk azaltma, müdahale ve kurtarma, iyileştirme ve yeniden yapılandırma gibi genel müdürlükleri oluşturulmalıdır.

Depreme uğramadan önce tüm riskli yapılarımızın tespitinde zorunlu ve şeffaf denetim mekanizmaları kurulmalıdır. Ayrıca deprem sigortası kapsamı genişletilerek zorunlu hâle getirilmelidir. Yerel yönetimlerimize afet odaklı bütçeler aktarılmalı ve şehirler planlanırken fay hatları dikkate alınarak bu planlama yapılmalıdır.

Türkiye’nin her bölgesinde profesyonel arama-kurtarma birlikleri konuşlandırılmalı, haberleşme altyapımız (uydu telefonları, bağımsız enerji kaynakları) acilen güçlendirilmelidir. Kriz anında ordunun ve sivil savunma birliklerinin koordineli çalışacağı net bir yasal çerçeve oluşturulmalıdır.

Depremden etkilenen vatandaşlarımıza yönelik hızlı, güvenli ve geçici konut alanları depreme uğramadan önce hazırlanmalıdır. Deprem sonrası psikososyal destek hizmetleri hızlıca uygulanmalıdır. Vatandaşlarımızın kayıplarının telafisi için Afet Fonları oluşturulmalı ve bu fonlar şeffaf olarak denetlenmelidir.

Okullarda afet bilinci halen istediğimiz düzeyde verilmiyor. Anaokulundan itibaren çocuklarımıza zorunlu afet bilinci dersleri yeterli seviyede verilmeli. Mahallelerimizde afet bazlı gönüllü afet ekipleri kurulması gerekiyor. Televizyon, sosyal medya ve kamu spotlarıyla sürekli farkındalık kampanyaları yapılmalı.

Evet; depremler engellenemez ancak doğru yönetimle etkileri en aza indirilebilir.

Türkiye’de bugüne kadar yaşanan acı deneyimler, güçlü ve bağımsız bir AFET BAKANLIĞI kurulmasının artık kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. 
Bu bakanlık sadece kriz anında değil, afet öncesi hazırlık ve afet sonrası iyileştirme süreçlerinde de merkezi rol oynayarak can kayıplarını ve ekonomik yıkımı azaltacaktır.

Şu konuda artık anlaşmak zorundayız;

Yaşanan hiçbir afet KADER değildir bu konu bir yönetim meselesidir.

Bilimsel, planlı ve kararlı adımlar atıldığında güvenli şehirler oluşturmamız pek tabi ki mümkündür.

Artık geç kalmadan hep birlikte sorumlulara şu soruyu sormamız gerekiyor;

Kaç can daha yitirmemiz gerekiyor ki, bir AFET BAKANLIĞI kurulabilsin?

 

#malatya