MALATYA HALKI DAHA İYİ HİZMETİ HAK ETMİYOR MU?

- Telegram
Asuman Sarıtaç
Maldia Ortak Akıl ve İrade Derneği Kurucu Başkanı
Belediyeye bağlı marketlerde raf fiyatları el yakıyor, fiyatlar özel sektörden aşağı değil. Oysa bu marketler, halkın cebine nefes aldırmak için kurulmamış mıydı? Vatandaş ucuzluk beklerken, pahalıya alışveriş yapmaya mecbur bırakılıyor.
Sosyal tesisler deseniz, aynı tablo. Bir tabak yemek sipariş ediyorsunuz, porsiyonlar o kadar küçültülmüş ki bırakın doymayı, adeta mideyi kandırıyor. Halkın alın teriyle kurulan bu tesislerde ki yemek porsiyonları artık doyurucu olmaktan çıkıp şikâyet konusu hâline gelmiş durumda.
Ne hikmettir bilinmez bu şehirde telefon üstüne telefon etmeden çöpler alınmıyor. Bizzat yaşadığım için söylüyorum. Birkaç kez aramadan sokağımızda ki kirlilik temizlenmiyor. Bir şehri yaşanmaz hale getirmenin en kısa yolu sokaklarını çöplerle doldurmaktır. Ve maalesef biz bu tabloya günbegün şahit oluyoruz.
Bu mudur çağdaş belediyecilik?
Halk, kendi vergisiyle finanse ettiği hizmeti dilenir hâle mi gelmeli?
Trafik ise tam bir keşmekeş, tam bir kabus. Neredeyse her cadde kilit, her kavşak düğüm. Vatandaşlar saatlerini yollarda heba ediyor. Belediyenin en temel görevlerinden biri olan ulaşım planlaması, vatandaşın günlük hayatını zehir eder hâle gelmiş.
Toplu taşıma ise daha beter. Otobüs seferleri düzensiz, durakta bekleyen vatandaşlar perişan. İnsanlar her gün yollarda yıpranıyor, her gün sinir harbi yaşamak zorunda kalıyor. Halk için “Belediye otobüsü” kavramı, artık güven değil belirsizlik çağrıştırıyor.
Sivil toplum kuruluşları, halkın sesi olmak için belediye başkanlarından randevu talep ediyor. Ancak aylarca bekletiliyorlar. Demek ki halkın sözü, belediyenin gündeminde yer bulmuyor. Eğer temsilciler bile kapıda bırakılıyorsa, sıradan bir vatandaş ne yapsın?
Belediye, tabelalardan ve reklam panolarından ibaret değildir. Belediye, sabah işe yetişmeye çalışan işçinin yanında olmak, otobüs bekleyen genci yolda bırakmamak, sosyal tesiste doyurucu bir tabak sunmak, çöp kokusundan arınmış bir mahalle armağan etmektir.
Biz sadece biraz kolaylık istiyoruz.
Biraz huzur.
Biraz insanca yaşamak.
Bu talepler fazla değil; bunlar bizim en temel haklarımız.
Bu şehrin gazetecileri, vatandaşları susmamalı.
Halkın alın teriyle kurulan belediye, halka rağmen yönetilemez.
Bu memleketi çöplerin, trafiğin, açlığın, umursamazlığın insafına bırakamazsınız.
Sorulması gereken en temel soru şudur;
Halka rağmen, halkın cebine rağmen, halkın sesine rağmen yönetilen bir belediye gerçekte kimin belediyesidir?